18 Kasım 2009 Çarşamba

Arda Turan ve H1N1

Galatasaray Klubü, resmi web sitesinden yaptığı açıklamada iki gündür soğuk algınlığı nedeniyle idmanlara çıkmayan Arda Turan'ın H1N1 testinin pozitif çıktığını bildirdi. Yani Arda Turan domuz gribi olmuş.

Mutlaka ki futbolcuların da diğer insanlar gibi hasta olmaya hakkı vardır ama özellikle böyle bir mevsimde, böyle bir salgın hastalık döneminde ekmeğini vücut sağlığı ile kazananların kendine biraz daha iyi bakması gerekiyor. Normal insanların dahi ekstra dikkatli olduğu, vitamin takviyeleri ile hastalıktan korunduğu bir zamanda, günün önemli bir kısmını özel doktorlar veya diyetisyenler eşliğinde geçiren bir futbolcunun bu virüsü kapması da ayrıca ilginç. Böyle durumlarda sürekli aklıma 35 yaşına kadar oynayıp her sabah (idman olsun olmasın) kalkıp kendi çalışmasını yapacak kadar profesyonel olan Bülent Korkmaz geliyor.

Bu arada Arda Turan'la beraber geçen hafta Roma'ya seyahat eden Sinem Kobal'a da bir H1N1 testi yapılsa iyi olur...

17 Kasım 2009 Salı

Böyle Zamansız, Güneşli, Umulmadık...

10 Ocak'ta başlıyor Afrika Kupası. Tam adı Afrika Uluslar Kupası olan ve 1968 yılından beri her iki yılda bir düzenlenen kupa bu sene Angola'da yapılacak. Her iki yılda bir Ocak ayında yapılan ve özellikle Avrupa Kıtası'nın takımlarına zor günler yaşatmasıyla bilinen kupaya bu sene de 16 takım katılacak.

Malum, Afrika'nın lokasyonu itibariyle bu kupayı kuzey yarım kürenin yaz aylarında yapmaya imkan yok. Ama hiç olmazsa tekli yıllarda yapılsa, hem futbolcuların için (en azından bazıları) 6 ay içinde 2 büyük turnuva oynama zorluğu olmaz hem de biz futbol severler için tekli yıl sendromu diye bir şey olmaz.

Türkiye'den kupaya katılması beklenen futbolcular ve takımları aşagıdaki gibi ;

* Keita - Galatasaray - Fildişi Sahilleri
* Song - Trabzonspor - Kamerun
* Ali Zitouni - Antalyaspor - Tunus
* El Saka - Eskişehirspor - Mısır
* S.Hamidou - Kayserispor - Kameron
* Meye - Ankaragücü - Gabon

Bugüne kadar bu kupayı sadece 1 kere alabilen Fildişi Sahilleri; Drogba, Kalou, Eboue, Yaya Toure, Kolo Toure ve Kader Keita'lı kadrosuyla bu senenin en büyük favorisi...

16 Kasım 2009 Pazartesi

Rüzgar Ekenler

Görünen o ki, bundan sonra olaysız bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı (futbol veya basketbol) yaşanmayacak. Çünkü oynanan her maç bir önceki maçın üzerine rüzgar ekip, fırtına biçmeye dayanıyor. Basket maçlarında yıllardır rakip takım seyircileri salona alınmıyor ama buna rağmen her maçta olay çıkmaya devam ediyor. Her iki takımda da rakip seyircileri kışkırtan oyuncular bulunduğu gibi, bir de aşağıdaki fotoğrafta göreceğiniz şekilde, salona nasıl girdiği belli olmayan "bayan" seyirci bütün maçı Fenerbahçe bench'inin arkasında efendice seyredip, maç uzatmaya gittiği zaman dönüp arkasında oturan 2.000 kişilik gruba hareket çekme cesaretini kendinde buluyor. Nasıl ki sahaya atılan yüzlerce maddeyi veya sahaya girip Fenerbahçe bench'ine giden 2 Galatasaray taraftarı affedilmez ise salondaki 10.000 kişiyi tahrik edenler de affedilemez.

Peki bundan sonra ne olacak ? Senaryo çok klasik. Bu hafta içinde yöneticiler ve taraftar grupları arasında yaşanacak demeçler savaşı arasında Galatasaray Klubü sahaya giren taraftarları tespit edip bir kaç yıl bir daha salonlara giremeyeceğini açıklayacak. Bu arada Galatasaray 3 ile 5 maç arası seyircisiz oynama cezası alacak ama alacağı ceza hiç kimse tarafından beğenilmeyecek. Taraftar cephesinde ise Galatasaray taraftarı bu Kadıköy'de yapılanların yanında dün akşamki olayların çok normal olduğunu söyleyecek ama Fenerbahçe taraftarı da bir sonraki Galatasaray maçına hazırlanırken dün akşamki maçı düşünerek bir sonraki maçı daha ağır şartlarda oynatacak.

Bütün bunlar olurken aslan payı her zamanki gibi bu olaylardan beslenen medyanın olacak. Hergün gazetelerde ve web sitelerinde çıkacak birbirinden tahrik edici haberlerle taraflar biraz daha kıvama gelecek. Rüzgarın ekilip fırtınların biçildiği bir savaş bu. Her iki taraf için de çok sert önlemler alınmadığı takdirde çok daha trajik olayların bizi beklediği...