Son Kombineler

Tüm Galatasaray taraftarları 4 gözle Seyrantepe kombineleri hakkında bilgi beklerken simdilik sadece Ali Sami Yen kombineleri haberi cıktı kulüpten. 2010-2011 sezonunun ilk yarısını Ali Sami Yen'de oynayacak Galatasaray'ın "yarım sezonluk kombineleri" 7 Haziran Pazartesi günü satışa çıkıyor.

Fenerbahçe gibi Galatasaray da bu sezonki fiyatlara hiç dokunmamış. Tek fark, önümüzdeki sezon Ali Sami Yen'de 1 devre oynanacağı için fiyatlar geçen sezonun yarısı. Numaralı 2.100-1.300 arası değişirken üst kapalı 700 ve 800 lira. Her sezon olduğu gibi bu sezon da ilk 2 hafta numaralı tribünden kombineleri olanlara eski yerlerini almak için opsiyon sunuyorlar.

Seyrantepe'nin Loca ve VIP dışındaki kombineleri ile ilgili fiyat ve satış zamanı bilgisi henüz ortada yok. Arada bir stadın bilet satış işlerini yapacak olan firmadan anketler geliyor, dost meclislerinde "tahmini" tartışmalar yapılıyor fakat henüz resmi bir bilgi yok. Bazıları yarim sezon + yarım sezon olacağı için iki stadın biletlerinin aynı anda satışa çıkacağını düşünüyordu ama olmadı. Büyük ihtimalle Ali Sami Yen kombineleri bittikten sonra (numarali tribün için genel satışın 21 Haziran'da başlayacağını tahmin edersek), yani Temmuz başında önce Seyrantepe biletlerinin çıkması beklenmiyor.

Marca'dan Interaktif Takvim

Bugun itibariyle ilk maça 9 gün kaldı ve genelde yabanci medya kuruluşlarının web sayfalarında kupanın programi, fikstürü, statları ve takımların bilgilerini içeren programlar bulunabiliyor. Bizim gazeteler sadece asparagas transfer haberi yapmakla meşgul oldukları için bu tip şeylere zaman ayıramıyorlar.

Marca'nın web sitesindeki interaktif sayfa çok kullanışlı. En azından bakmaya değer..

http://www.marca.com/deporte/futbol/mundial/sudafrica-2010/calendario-english.html

6+2+2+2+2+2 ???

Yıllarca yabancı da yabancı diye tutturan tüm takımların patronları artık doyasıya sevinebilir. Yıllardır yaptığı başarılı işlerle (!) anılan Türkiye Futbol Federasyonu bir kez daha diğer liglerde görülmeyen bir uygulamaya imza attı ve Türk futboluna 6+2+2 sistemini getirdi.

Bugüne kadar 6+2 olan sisteme + 2 daha ekleyerek bambaşka bir şey yarattılar. Günün sorusu şu: Toplam 1o yabancı futbolcunun olduğu bir takımda 6 yabancı sahada, 2 yabancı kulubede, 2 yabancı da tribünde olabilyorsa bu takımda (veya kulüpte) altyapıdan çıkan (veya çıkmaya çalışan) genç futbolcular nasıl yer bulacaklardır ?

Madem böyle bir uygulamaya gidiliyor, hiç olmazsa bir yaş sınırı konulsaydı son + 2'ye. Şimdi geçen sezondan ıskartaya çıkmış yabancılar yine takımda tutulacak. Olur da bir gün lazım olurlar diye. Elinde 25-30 yaşlarında, geçen sezonun 3-5 maçında iyi oynamış bir oyuncu varken kaç teknik direktör onun yerine 17-18 yaşında bir genci kenarda tutar ki ?

Bu sene dağıtılacak naklen yayın gelirlerinin nereye gideceği de belli oldu. Yine sevinen 3 kuruşluk yabancıları 5 kuruşa Türk kulüplerine pazarlayacak menejerler olacak. Aradaki 2 kuruş için de satılan Türk futbolu ve altyapısı olur.

Beklenen Son

Aslında bugun Mourinho'nun Real Madrid'e imza atmasında Pellegrini'nin de büyük rolü var. Sene içinde başarılı olabilse, en azından içerdeki maçta Barcelona'yı yenip La Liga'yı kazansa belki de bugun Mourinho onun koltuğuna oturmayacaktı.

Arka arkaya gelen başarısız sonuçlar, Avrupa'da yıllardır Nisan ayını görememe ve Barcenola'nın uzay çağı futbolu oynadığı dönemde iki takım arasındaki farkın göz göre göre açılması. Öte yandan yıllardır destanlar yazan Mourinho. Önce Porto ile Uefa Kupası, ardından yine Porto ile Şampiyonlar Ligi. Sonra geldiği Chelsea'de 2 Premier Lig şampiyonluğu ve ardından Inter. Lig, kupa ve Şampiyonlar Ligi üçlüsü ile yapılan hat-trick.

Bütün bunları yaparken Mourinho'nun içinde büyüyen bir Barcelona nefreti var mıydı yoksa sadece son 1-2 senede mi gelişti bu nefret onu kestirmek zor. Ama artık aşikar olan bu nefretin resmileşeceği. Seneye, özellike Nou Camp'taki derbide, Mourinho'nun başına gelecekler ve aynı sekilde Madrid'd oynanacak maçta Mourinho'nun tribün şovları yıla damgasını vuracaktır. Hadi hayırlısı...