Bugune kadar yapilan kongrelerde hic rakibi yoktu Aziz Yildirim'in. Tek aday olarak girdi, baskan olarak cikti hepsinden. Her kongre sonrasi biraz daha kral, biraz daha padisah, biraz daha tek adam oldu. FB TV disindaki tum kanallara ve gazetelere adeta savas acti. Cok gerektiginde sadece gazetelerin ve kanallarin spor mudurlerini kabul etti, spor muhabirlerine 5.sinif insan muamelesi yapti. Havaalanlarinda gazeteci tehdit etti, naklen yayin esnasinda canli yayin kablolari kesildi. Simdi karsisinda camianin onemli isimlerinden Sadan Kalkavan var ve Aziz Yildirim 1 haftadir Lig Tv, Ntv Spor gibi kanallara konuk olup; buyuk gazetelere secimden sonra yapacaklari hakkinda uzuuun aciklamalar yapiyor. Secim yatirimi boyle bir sey olsa gerek...
23 Mayıs 2009 Cumartesi
22 Mayıs 2009 Cuma
Fernandinho - Lucescu - Bulent Akin
Carsamba aksami S.Donetsk'in en caliskan futbolcusuydu Fernandinho. Ozellikle orta sahada cok kosan, basan, top yapan, pres yapan Brezilyali, galibiyetin mimarlarindan biri oldu. 1985 Londrina dogumlu olan Fernandinho 2005 yilindan beri S.Donetsk ile ciktigi toplam 85 macta 18 gol atmis. Bu yaz Fernandinho'nun Dogu Avrupa'dan Bati Avrupa'ya gecisine sahit olabiliriz.
Fernandinho ve Lucescu'yu yanyana gorunce aklima nedense Bulent Akin geldi. Lucescu'nun Galatasaray macerasi sirasinda kimselerin begenmedigi ama yine de Lucescu'nun asla vazgecmedigi bir isimdi. Galatasaray'in Denizlispor ile yillar surecek bir bonservis odemesi polemigi de yaratip Lucescu'nun ardindan sessiz sedasiz Bolton Wanderers'a transfer olmustu. Lucescu'nun prensi olmak varmis...
Etiketler:
Bulent Akin,
futbol,
Lucescu,
UEFA Cup
21 Mayıs 2009 Perşembe
Yabanciya Gitmedi
Dun soyledigimiz gibi, Misak-i Milli sinirlari icinde kupa kaldirmaya alisik olan Lucescu yine basardi ve kupayi S.Donetsk kazandi. Tek macli bir final oldugu icin kimse oyle cok acik, cok gollu bir mac beklemiyordu. Zaten teknik direktorlerden bir tanesi Lucescu oldugu zaman o takimdan kontrollu oyundan baska bir sey beklemek hayalcilik olurdu. Yine de seyircilere zevk veren bir mac oldu. Her iki yariya da hizli ve atak baslayan S.Donetsk olurken yarilarin ortalarindan itibaren W.Bremen'in oyunu kontrol ettigi goruldu. Luce'nin ekibi macin genelinde Mesut Ozil'in geriye gelmekte zorlandigi W.Bremen'in sol kanadini bulvara cevirdi. Bu kanatta Srna ve Ilsinho ile cok etkili ataklar yapan S.Donetsk'te on libero Fernandinho'nun mukemmele yakin oyunu galibiyeti getiren faktorlerdi. Yine S.Donetsk'te oyundan cikana kadar W.Bremen defansini yoran, dagitan ve karistiran Adriano, acilis golunu de atarak misyonunu tamamladi. W.Bremen'de ise biraz stoper (ayni zamanda frikik golunu atan) Naldo'nun saglam oyunu ve Frings'in iyi oyunu vardi ama fark yaratmasi beklenen Mesut Ozil ve Pizarro bekleneni veremeyince kupa Ukrayna'ya gitti.
4 sene once basina gectigi S.Donetsk'i once Avrupa arenasinda taninan ve cekinilen bir ekip haline getirdi Lucescu. Gerek Sampiyonlar Ligi'nde gerekse UEFA Kupasi maclarinda hep "pisi pisine" elenen taraf oldu bu 4 sene boyunca. Kadrosunda Hirvatistan'in kaptani Srna'dan baska "ünlü" olmayan S.Donetsk takim oyunu ile bir kupa nasil kazanilir dersi verdi adeta. Ikinci golden hemen sonra yaptigi Ilsinho - Gai degisikligi ile tribunde oturan Galatasaray taraftarlarina neden dun kendi takimlarini destekleyemediklerini gosterdi belki de. Daha once Kadikoy'de ciktigi maclarda genelde kafasina cep telefonu, ayran ve su sisesi yiyen Lucescu'ya bu sefer konfetiler ve alkislar yagdi. Kendi takimimiz olabilirdi dun aksam o sahada. Evimizden 10 kilometre uzakta oynanan UEFA Finali'nde kupayi kazanan taraf da biz olabilirdik ama olmadi. Yabanciya gitmedi hic olmazsa...
20 Mayıs 2009 Çarşamba
Haydi Luce
Intertoto'yu da sayarsak 200'un uzerinde takimla baslayan UEFA Kupasi, mevcut formati ile son sahibini bu aksam Kadikoy'de bulacak. Sene basinda once Milan'in favori gosterildigi, sonra ozellikle Turkiye'de Galatasaray'in finale gelecegi sanildigi, en sonlara dogru ise Hamburg veya Manchester City'den birinin gelmesine kesin gozuyle bakildigi finale eski dost Luce'nin takimi S.Donetsk ve Mesut Ozil'li W.Bremen geldiler. Subat ayinda Turk seyirciler icin ilk biletler ciktiginda Galatasaray'in finale cikacagi umuldugundan Turkler icin cikan biletlerin buyuk cogunlugunu Galatasaray taraftarlari aldi. Iki takima da esit sayida bilet verildigini dusunursek aksam statta seyirci avantajinin S.Donetsk'ten yana olacagini soylemek cok da yanlis olmaz.
Gerek Galatasaray'in gerekse Besiktas'in basinda defalarca Kadikoy'e deplasman takiminin teknik direktoru sifatiyla gelen Luce bu sefer belki de hafiften ev sahibi olmanin avantajini yasayacak. W.Bremen'de Diego'nun aptalca bir sari kartla cezali duruma dusmesi Luce'yi bir adim one cikariyor. Turk Milli Formasi'ni giymek istemedigi halde evinde gibi oynayacagini soyleyen Mesut Ozil'in performansi da merak konusu. Misak-i Milli sinirlari icinde kupa kaldirmaya alisik olan Luce icin bir kez daha stada gidiyoruz ve haydi Luce diyoruz...
19 Mayıs 2009 Salı
Son Iki
32.hafta maclari sonunda ust tarafta beklenen kopma olmadi ve hayacan son 2 haftaya tasindi. Sampiyonlugu belirleyecek takimin Galatasaray olacagini soylemek cok da sacma olmaz sanirim. Once lider Besiktas, sonra da takipcisi Sivas'la oynayacak olan Galatasaray'in bu iki mactaki performansi ligin kaderini de cizecek. Ote yandan son dakika goluyle de olsa macini kazanan Trabzon da Sivas'in ensesinde takibe devam ediyor. Kalan 2 haftadaki maclarda UEFA Ligi'ne gidecek takimlar da degisebilir. Bu hafta iddaasiz Gaziantep'le oynayacak olan Bursa, son hafta da muhtemelen dusmekten kurtulmus olan Belediye ile oynayacak. 2 Macta alacagi 2 galibiyet ile Fenerbahce ve Galatasaray'in puan kaybetmesi halinde son dakikada UEFA Ligi biletini kapabilir...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)