
27 Ağustos 2009 Perşembe
Matias Delgado

26 Ağustos 2009 Çarşamba
Volkan Yaman

Etiketler:
futbol,
Galatasaray
25 Ağustos 2009 Salı
3.Hafta

Beşiktaş'ın 2.deplasmanından da sadece 1 puan çıkarabildiği 3.haftada Trabzon da deplasmanda Manisa'ya 1-0 kaybetti. Beşiktaş için 5.haftadaki Galatasaray maçı önemli bir dönüm noktası olabilir. Ali Sami Yen'den çıkabilecek olan kötü bir sonuç Denizli'nin takımdaki geleceğini etkileyebilir. Denizli de geçen sene takımın başına böyle bir sezon ortası operasyonu ile geldiği için bu durumu yadırgaması zor. Aynı durum zaten sürekli kaotik olan Trabzon'da da geçerli. Toulouse deplasmanına gezmek için gidecek olan Trabzon, haftaya içerde Bursa'ya da puan kaybederse Hugo Broos'un Trabzon macerası beklenenden çok kısa sürebilir.
İki kardeş takım Bursa ve Ankaragücü'nün mücadelesinde 3 haftada 2.golünü atan Ömer Erdoğan yıldızlaşırken, Antalya'ya bu hafta içinde kiralık olarak imza atan Yedinak bir gol bir asistle Kasımpaşa maçına damgasını vurdu. Ümit Karan, Youla ve Mehmet Yılmaz gibi bir hücum hattına sahip olan Eskişehir'in seyircisiz I.B.B'ye gol atamamasını Olimpiyat Stadı faktörüne bağlama şansımız varken Gaziantep'in yıldızlarını kaybetmiş Ankaraspor karşısında beraberliği son dakikalarda kurtarmasını neye bağlamak lazım bilinmez.
24 Ağustos 2009 Pazartesi
Kargalar ve Kılavuzluk

Geçen sene hem Galatasaray'ın hem de Fenerbahçe'nin berbat bir sezon geçirmesi sayesinde Sivas ve Trabzon'la şampiyonluk mücadelesi veren ve daha çok Sivas'ın tecrübesizliği yardımıyla şampiyon olan Beşiktaş'ta çifte kupa sevinçleri yeni sezona konsantre olmayı zorlaştırmış gibi gözüküyor. Mehmet Topuz'la uğraşırken Gökhan Zan'ı elinden kaçırıp onun yerine Ferrari'yi alan; Cisse'yi gönderip Fink'i getiren ve 8 sene önce satıp, son 1-2 senedir düşük performans ve sakatlıklarla boğuşan Nihat'ı transfer eden takımda hala düzgün bir oyun kurucu yok. Delgado'nun ameliyatı sonrasında Yusuf'a sarılan Denizli, Yusuf'un da sakatlanmasıyla Tello'yu ortaya çekti ama onun da şapkadan tavşan çıkarmasına henüz şahit olamadık. Taraftar 1,5 aydır konuşulan "10,5 numara" transferini beklerken gele gele Ibrahim Kaş geldi. Geçen sezon genelde 40-50 dakikalık performansı ile maçları kurtarmayı başaran Yusuf sakatlıktan kurtulduktan sonra Denizli'nin 10 ya da 10,5 numarası mı olacak merakla bekliyoruz..
Geçen sezona da kötü başlayan ama rakiplerin ekstra kötü oluşu ile sezonun devamında tekrar zirveyi yakalayan Beşiktaş'ın bu sene böyle bir şansı yok. Bir tarafta leblebi gibi gol atan Galatasaray, diğer tarafta 2 lig maçında henüz gol yemeyen Fenerbahçe. Şampiyonlar Ligi'nde çekecekleri kuraya da bağlı olarak bu sezon Beşiktaş için umulandan çok kısa sürebilir...
Bir Garip Maç

Maç artık alışılmış Galatasaray temposunda başladı. Diğer maçlardan farklı olarak Tolunay Hoca takımına ilerde basmasını söylemiş ve Galatasaray'ın oyun kurmasını engellemek istemişti. Zira bu Galatasaray'ı kendi sahanızda beklerseniz gol yeme anınızı 5-10 dakika geciktirmekten başka bir şey yapamazsınız. Kayseri ilerde basıp Galatasaray'ın etkili atak başlatmasını engelliyordu ama yine de Galatasaray Baros'a atılan ara topları ile tehlikeler yaratıyordu. 14.dakikadan sonra sahnelenen oyuna artık herkes çok aşinaydı. Duran toptan gelen Galatasaray'ın ilk golü, yan toptan gelen Kayseri'nin tek golü ve Arda'nın güzel asistini kornere atmaya kıyamayan rakip takım oyuncusu. 8 resmi maçta atılan 29 golun 3 tanesi rakip oyuncular tarafından kendi kalelerine atıldı. Olan yine Arda'nın asistine oldu.
Aslında maçı garip kılan ikinci yarıydı. Keita'nın çıkması ile boşalan sağ kanada Aydın'ı alan Rijkaard, Arda ve Elano'ya kafanıza göre oynayın talimatı vermiş olmalı ki 45 dakika boyunca Arda ve Elano'yu sık sık yer değiştirirken gördük. 45-65 dakikaları arasına baktığınız zaman Galatasaray'ın ciddi bir atağı yok. Sürekli top dolaştıran ama rakip kaleye etkili bir şekilde gidemeyen Galatasaray'da Keita'nın niye çıktığını soruyordu tribündekiler. Derken saatte 121 km ile gelen Elano golü ve yine alışkanlık olan bir son dakika golü. Arda'nın Mehmet Eren'e çizgide attığı çalım ve Baros'a asisti.
Bir önceki maç kadar hızlı geçmeyen bir oyun vardı dün akşam Sami Yen'de. Öyle çok baş döndürücü ataklar, indirmeler, bindirmeler de olmadı. Keita ilk yarının sonunda çıktığı için rakibin savunma güvenliğini bıraktığı anlarda Keita'nın fuleli deparları da yoktu. Bütün bunlara karşı atılan 4 gol ve kaçan 2-3 tane net pozisyon. 30 Temmuz'daki Tobol maçından beri oynadığı 6 maçta 3 golden az atmadı Galatasaray. Gol rekoru kırılacak gibi gözüküyor...
Etiketler:
futbol,
Galatasaray
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)