11 Aralık 2009 Cuma

Catalonia Is Not Spain

"We are a country with our own language and when we leave its borders, those of us that speak it, use it"

Dinamo Kiev-Barcelona maçından sonraki basın toplantısında, bazı sorulara niçin Katalan dilinde cevap verdiğini soran gazetecilere Pep Guardiola'nın cevabı yukarda yazan cümle. Barselona'ya yolunuz düşerse, neredeyse her sokakta, duvarda, yerde, direklerde görüyorsunuz bu yazıyı. Çok dertli Katalan halkı bu konuda. Kendilerine kesinlikle Ispanyol denmesini istemiyorlar. Guardiola da gruptan lider çıkmanın verdiği sevinçle şerbeti vermiş halkına. Birkaç sene içinde başbakan bile yapabilirler Guardiola'yı...

10 Aralık 2009 Perşembe

UEFA Yolcuları

Dün akşam itibariyle Şampiyonlar Ligi'nden UEFA Ligi'ne düşen 8 takım belli oldu. Sırasıyla; son maçta evinde Bayern'den 4 yiyen Juventus, Beşiktaş'ın grubundan Wolfsburg, Velodrome'daki ateşli taraftarıyla Marsilya, tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşayan Atletico Madrid, yine kötü bir sezon geçiren Liverpool, Gökdeniz'in Rubin Kazan'ı, yılın süprizi Urziceni ve 90+4'te Türk "kaleci" Sinan Bolat'ın mucize golüyle puanı kapan S.Liege.

Kuralar 18 Aralık'ta, her zamanki gibi Nyon'da. 8 takımdan Liverpool, Atletico, Rubin Kazan ve S.Liege, Galatasaray veya Fenerbahçe'nin ilk turda rakibi olabilecek. 2.torbanın diğer takımları ise UEFA Ligi gruplarını 2.sırada bitiren takımlar olacak...

9 Aralık 2009 Çarşamba

Korkaksan Kazanamazsın


Beraberliğin dahi yetmediği bir maçtı Beşiktaş için. Kağıt üzerinde artıları çoktu ama Beşiktaş'ın. Evinde oynaması, seyircisinin desteğini arkasına alması, rakibin liginin bitmesi derken son anda ortaya çıkan doping skandalı ve rakip defansın 2 önemli oyuncusunun kadrodan çıkartılması. Avrupa'da 2,70'ten başlayan Beşiktaş'in galibiyet oranları maç saatinde 2,30'lara kadar düştü. Bütün bunlar olurken Mustafa Denizli öyle bir 11 çıkardı ki sahaya, taraftar yumruk yemişe döndü ;

Rüştü, Ibrahim Toraman, Sivok, Ferrari, Ibrahim Üzülmez, Ibrahim Kaş, Ernst, Fink, Tello, Ekrem, Bobo.

Denizli, kadrodaki nerdeyse bütün savunmacıları ilk 11'e koymuştu. Öyle ki, yedek kulubesinde oturan 7 futbolcudan sadece Ismail Köybaşı gerçek savunmacı sayılabilirdi. Bunun dışında Tabata, Yusuf, Nihat, Nobre ve Uğur. 41'de ilk golü yedikten sonra devre arasında Tabata veya Yusuf kartını oynaması beklenen Denizli değişiklik yapmak için 68'e kadar bekledi. 77'de Fink-Uğur değişikliğini yaparken de seyirci tarafından ıslıklandı.

Ya korktu Denizli, 1-0'da orta sahayı boşaltıp farkın açılmasından; ya da dondu kaldı kulübede. Korkaksan zaten kazanamazsın. Peki ya donup kaldıysan ??

8 Aralık 2009 Salı

ViVa Es-Es

Tribün koreografisi denince akla ilk gelen taraftar olan Eskişehir taraftarı, Fenerbahçe maçına bandosuyla damga vurdu. Iste Ispanyol esintileri ile geçen maçtan bir bando şovu ;


7 Aralık 2009 Pazartesi

Kim İnanır ?

Aziz Yıldırım'ın federasyon ve hakemlere tepki göstererek Kulüpler Birliği Başkanlığı'ndan istifa etmesi ve bu hakemlerle bu ligin gitmeyeceğini bildirmesi Fenerbahçeli taraftarların fazla aklına yatmamış anlaşılan.

Antu.com'da yapılan ankette son haftalardaki kötü gidişatın sebebi sorulmuş ve 07 Aralık saat 20:00 itibariyle oy kullanan 4.534 kişinin sadece 359'u (%7,917) federasyonun yanlı tutumu ve hakem hatalarını bahane göstermiş. Buna karşın 2.233 kişi (%49,25) takım içi disiplinsizlik, 727 kişiyse (%16,03) futbolcuların formsuzluğu cevabını vermiş.

Daha önce Aziz Yıldırım'dan veto yiyen anketlerin siteden kaldırıldığını düşünürsek bu anketin de ömrü fazla olmayacak gibi gözüküyor...

6 Aralık 2009 Pazar

Alayına İsyan

Sürekli bir düşman aramak, Fenerahçeli olmayan herkesten ve her kesimden nefret etmek Aziz Yıldırım'ın 10 yıldır en büyük hatasıdır bence. Tabi Aziz Yıldırım'ın hataları sonucunda olan Fenerahçe'ye oluyor. Gidilen her yerde medya mensupları ile kavga edip, onları tehdit eden Aziz Yıldırım, dün Eskişehir'de aynı oyunu bir kez daha sahneye koydu. Hemen hemen aynı saatlerde Mardin'de futbol okulu açılışına katılan Adnan Polat yönetimindeki Galatasaray yönetimi sabahtan akşama kadar medya ile problemsiz geçinirken, Aziz Yıldırım henüz 3.saatte patlayıp programı yarıda kesmiş.

Galatasaray'ın yaşadığı form düşüklüğünü Fenerbahçe de yaşıyor bu aralar. Sezonu erken açan ve erken form tutan takımların en büyük kabusu olan bu "sezon ortası düşüşler" futbolun doğasında var. Bu yüzden çıkan formsuzluğa bir de Fenerbahçe'deki diğer faktörler (Galatasaray maçı yüzünden alınan seyircisiz oynama ve Bilica cezası, Kazım ve Emre'nin sakatlıkları, golcülerin huzursuzluğu) de eklenince arka arkaya kayıplar yaşanıyor. Ama Fenerahçe'deki bu yaşananlara bir de disiplinsizlik eklenince çözüm bazı radikal kararlar alınmadan geçmeyecek gibi gözüküyor.

Kazım'ın gece gezmesi olayında kendi futbolcusu tarafından kontrpiyede bırakılan Fenerbahçe yönetimi Önder'ın "el kazası" hakkında olay iyice açıklanmadan detaylı yorum yapmaktan kaçındı. Buna karşın arka arkaya 3.mağluiyet de gelince Aziz Yıldırım beklenen hamlesini yaptı ve hakem hatalarını bahane ederek kulupler birliği başkanlığını bıraktığını açıkladı. Galatasaray camiası 10.haftada aynı hakemlerden şikayet ederken bu açıklamaları "bahane" olarak değerlendiren Aziz Yıldırım, dun akşam bu hakemlerle böyle gitmeyeceğini bildirdi.

Bu hafta içinde Samadıra'da yapılması beklenen operasyon(lar) öncesinde önemli bir hedef saptırma hamlesiydi. Gerisini merakla bekliyoruz...