29 Mart 2010 Pazartesi

Başka Türlü Bir Şey

1999 yılındaki o meşhur Johnson'un golünün olduğu maça çok benziyordu aslında dünkü maç. Trbiündeki 24.000 kişi ve televizyon başındaki milyonlarca Galatasaraylı aynı şeyi soruyordu birbirine. "Bu bizim kaderimiz mi ?" 99 yılındaki maçta istemişti ve oynamıştı Galatasaray. Dün akşamki gibi ruhsuz ve beceriksiz değildi. O gece Fenerbahçe'nin topla oynaması, pas yapması gibi kavramlar da pek yoktu. Kornersiz, ortasız, şutsuz bir oyundu ve baraja çarpan bir frikikle kazanmıştı Fenerbahçe.

Dünse aşırı sakin ve kendinden emindi Fenerbahçe. Emre ve Christian'ın olmayacağı için orda Selçuk'un olmasına sevinenler vardı maçtan önce. Öyle ya, Galatasaray kadrosu hiç bu kadar etkili olmamıştı. Hücüm hiçir zaman bu seneki kadar sağlı sollu değildi. Keita, Elano, Dos Santos, Jo ilk 11'de, Arda ve Baros kulübede bekliyor olacaktı. Maça rüzgar gibi başlayıp ilk 20-25 dakikada gelecek golden sonra maçın kilidi açılacaktı. Maçtan önce eski Meşale'nin ordaki Ali Sami Yen Sokak'ta hep bunlar konuşuluyordu. Bu sefer maç içerdeydi, taraftar baskısı olmayacaktı. Fenerbahçe maça pankartla çıkacak, Galatasaray tribünleri hayatlarında ilk defa onları alkışlayacaktı. Organize bir su atma olayı da yoktu bu sefer. Bugüne kadar hep gerginlikten kaybeden Galatasaray için dün akşam bütün şartlar 10 numaraydı.

Peki ne oldu ? Kimbilir bu sene kaçıncı maçtı bu tribünlerden Leo Franco, Mehmet Topal ve Mustafa Sarp'a isyan edilen ? Hocasına basına yoluyla haber göndermeyi bilen ama adam akıllı bir tane uzun top atamayan Servet de vardı başrolde, bilmem kaçıncı defa "bu adam nasıl Brezilya milli takımında oynuyor" dedirten Elano da. Sakat Arda, etkisiz Caner, Jo ve bir parlayıp bir sönen diğerleri.. 35 metreden güle oynaya vuran Selçuk, Galatasaray-Fenerbahçe rekabetinde (ki bunun adına rekabet denmesini yakında yasaklayacaklar) yine altın bir sayfa yazdı.

Seneler değişiyor, hocalar değişiyor, futbolcular değişiyor ama değişmeyen tek şey Galatasaray taraftarlarının Fenerbahçe maçları sonrasındaki ruh hali. Yeri geliyor, acıya da gülüyorlar, sevdalarına sığınıyorlar. Karşılıksız sevgi bunu gerektiriyor çünkü. O taraftarı her Fenerbahçe maçından sonra acıya güldürenler utansın...