9 Mayıs 2009 Cumartesi

Eskiye Ragbet

Dun Galatasaray'in Ankaragucu maci 18 kisilik kadrosu aciklandiginda Hasan Sas ve Umit Karan'in kadroda olmadigi gozukunce hemen "kadro disi kaldilar, seneye yoklar, bu senenin kalaninda paf takimla calisacaklar" benzeri haberler cikti ve yine alisildik bir sekilde Galatasaray Resmi Web Sayfasindan bu haberler hakkinda yalanlama geldi. Yapilan aciklamada Hasan Sas ve Umit Karan'in Ankaragucu maci oncesi kadroya alinmamasin tamamen teknik bir karar oldugu ve yonetimin bu isle bir ilgisi olmadigi soylendi.
Hasan Sas zaten sezonun ilk yarisinda gecirdigi agir diz sakatligi yuzunden 6 ay oynamamisti. Oynamaya basladigi maclarda da bu 6 ayin Hasan'a ne kadar "yaradigi" gun gibi asikardi. Biraz gobek, biraz gidi, biraz da kalca bolgesindeki yaglanmalar zaten Hasan'in eskisi gibi donemeyeceginin gostergesiydi sanki. Maci kurtarmasi icin girdigi son dakikalarda sag kanattan yaptigi ortalarin 2.Chelsea muharebesinde sag kanattan orta yapan Dani Alves'ten bile kotu olmasi ve en son macta taraftarlarla girdigi "yuhlama" muhabbetleri de tuz biber ekti bu duruma. Ote yandan Umit Karan ; butun bir sezon boyunca sadece Porto deplasmaninda attigi golle hatirlandi. Bunun disinda Turkcell Super Lig'de gol atamayan Umit, gecen sezonlarin aksine artik o "defansi yoran, mücadele eden, adam eksilten, asist yapan" Umit degil, sadece girdigi her ikili mucadele sonrasinda yerde kalan ve hakeme kosan bir Umit olmustu.
Durum boyle olunca belki de bu ikilinin Ankaragucu macinda kadroya alinmamasi cok da sasirtici bir haber degil aslinda. Ama yine ortaligi karistirmak adina cikan "vefasizlik" haberleri biraz sasirtici oluyor...

8 Mayıs 2009 Cuma

Alti Mac



09 Mayis Cumartesi aksam saat 19:00'da Digiturk'un karsisina oturanlar ayni anda 6 maci birden izleme imkani bulacaklar. Maclarin hangi kanallardan izlenebilecegi hakkinda Digiturk'un aciklamasi :
Sivasspor–İBB: Lig TV (77 ve 377 HD)
Ankaraspor–Beşiktaş: Spormax (78 ve 378 HD)
Fenerbahçe–Denizlispor: Salon 1 (201)
Galatasaray–Ankaragücü: Salon 2 (202)
Kocaelispor–Trabzonspor: Salon 3 (203)
Gençlerbirliği–Hacettepe: Kanal 204
6 MAÇI AYNI ANDA GÖREBİLİRSİNİZ
Bu arada bu üyelerimiz 1 numaralı Digi kanalında 6 maçın da görüntüsünü aynı anda görebilecek, kumandanın yön tuşlarıyla istenilen maçın üzerine gelip, OK’yi tuşlayarak o maçın oynandığı kanala geçilebilecek. Bu uygulama 17.00–20.55 saatleri arasında yayında olacak.

7 Mayıs 2009 Perşembe

Yapmayin

Dun aksamki Chelsea-Barcelona macini Star'da kac kisi izlemistir bilmiyorum ama izleyen buyuk cogunlugun Iker Yasin'den bir kere daha nefret ettigini tahmin edebiliyorum. Chelsea-Barcelona eslesmesi belli oldugu zaman ilk olarak Barcelona'daki maci iple cektik fakat o macta dag fare dogurdu ve Chelsea'nin taktik anlayisi yuzunden biraz hayal kirikligina ugradik. Bu yuzden dun aksamki mac biraz daha onem kazandi. Dananin kuyrugunun kopacagi mac dedik, acik mac olur dedik, ilk mactan sonraki 7 gun boyunca bu maci bekledik ama bu mac da bekledigimiz gibi olmadi ne yazik ki. Macin pozisyon zenginligi ve gol sayisi bazinda bizi yikmasi bir yana, Ilker Yasin'in maci bir o kadar ruhsuz anlatmasi ekran karsisinda iyice kilitledi bizi. Sanki dun aksamki maci spiker olarak sunmayi kendine yedirememis de orda oylesine oturuyor gibiydi. Kanal D Spor'un elinde bir dolu spiker var. Su buyuk finali lutfen Ilker Yasin'e sundurmayin, lutfen yapmayin...

Icimizdeki Barcelonalilar


Daha 4 gun once ezeli rakibine deplasmanda 6 gol atmayi basarmis Barcelona herkesin favorisiydi mactan once. Aslinda onemli eksikleri olan takim da Barcelona idi ama herkes bir sekilde Guardiola'nin ogrencilerinin bu isi basaracagindan emindi. Ilk macta oyunu kilitleyip cirkin futbolu gozumuze sokan Chelsea ise bir gol atip ustune yatarim düsüncesiyle maca baslayacakti ve nitekim oyle de oldu. Yalniz Essien'in attigi gol, gol degildi. Mahalle ve hali saha maclarinda "boru" diye adlandirilan sutlardandi.


Dakikalar gectikce beklenen Barcelona golunun gelmemesi ekran basindaki milyonlari (Chelsea taraftarlari haric) umutsuzluga surukluyordu. Bu hayal kirikliginin yaninda bir de maci anlatan Ilker Yasin'in ruhsuzlugu (ki bu ayri bir yazi konusudur) bizim icin maci iyice eziyete donusturdu. Drogba'nin kacirdigi golden sonra acaba bu sefer mac dondu mu diye dusunenler 90+2'de Messi'nin onune actigi topu fotograf cektirir edasiyla Chelsea kalesine gonderen Iniesta'ya "kocum benim" yakistirmasi yapiyordu. Zaten futbol dunyasindaki buyuk cogunluk (macin hakemi dahil) Manchester United-Barcelona finalini isterken boyle bir son dakika golunun gelmesi belki herkesi cok sevindirdi ama o kadar da cok sasirtmadi.

Ve sonunda aylardir milyonlarca insanin hayal ettigi Manchester United-Barcelona finali gercek oldu. Ronaldo mu Messi mi ; Rooney mi Eto'o mu ; Ferguson mu Guardiola mi ? Sonucta her yol Roma'ya cikacak galiba...

5 Mayıs 2009 Salı

Yine Arda Yine Olay (!)

Bugunku buyuk gazetelerde yazan baslik bu. Yine Arda Yine Olay. Haberin altina da yukardaki fotografi koymuslar. Ilk bakista Arda'nin yine bir kavgaya karistigi saniliyor ama haberin devamini okudugunuz zaman cikan kavgayla Arda'nin bir ilgisi olmadigini, hatta Arda'nin kavgayi ayirmaya calistigini anliyorsunuz.
Bir tarafta onun essiz bir futbolcu oldugunu dusunenler var. Gercekten de Arda Turan disinda bu derece topla ilerleyebilen, oyuna etki eden, calim atabilen, insiyatif alabilen baska bir Turk oyuncusu yok. Nihat Kahveci, Tuncay Sanli, Emre Belozoglu hep farkli kulvarlarda. Ikinci bir Arda Turan henuz kesfedilmedi Turkiye'de. Iste bu kesim (ki bunlarin cogunlugu Galatasarayli) medyanin Arda'nin uzerine bilerek gittigini ve onun cikisini engellemek istedigini dusunuyor. Yukardaki kavga olayini da bu bakis acisi ile degerlendirmek cok da yanlis gelmiyor belki kulaga. Arda'nin grubundaki bir kisi ozel guvenlik gorevlisi ile kavga ediyor ama haberin haber olmasi icin baslikta Arda'nin adi geciyor.



Diger tarafta ise Arda'nin cok abartildigini soyleyip onun sonunun da Tarik Dasgun (Genclerbirligi'nden Fenerbahce'ye gelip buharlasan) gibi olacagini dusunenler var. Spor arabasi ile yaptigi kaza, yazin bir teknede sevgilisi ile yakalanmasi, kisin evinde yine sevgilisi ile cekilmis fotograflarin facebook uzerinden basina sizmasi, Fenerbahce macinda yaptigi asiriliklar ve son olarak Belediye macinda guvenlik gorevlisi ile yumruklasmasi bu grubun elini guclendiren olaylar.
Ilk grup Arda'nin biraz da dikkatsiz hayati yuzunden cikan bu tip olaylara uzulurken diger grup ise biyik altindan guluyor. Arada olansa Turk Futbolunun belki de en buyuk yetenegi olan Arda Turan'a oluyor...

4 Mayıs 2009 Pazartesi

TurBulent

Puan kaybettigi her mactan sonra sucu baskasina atan Bulent Uygun, maglup olduklari Gaziantep macindan sonra da bu huyundan vazgecmedi. Daha Mayis ayinin basinda maci gunduz vakti oynattigi icin once federasyona sallayan Bulent Hoca, arkasindan da cok direncli mücadele ettigi icin Gaziantep takimi icin "tesvik primi" almislar demek istedi. Butun bir kis boyunca saha demeye bin sahit isteyen bir ortamda maclarini oynayan ve bu avantajla sahasinda nerdeyse hic puan kaybetmeyen Sivas, semsiye tersine donup bahar gelince "Gaziantep Sivas'tan 10 derece daha sicak, buraya adapte olamiyoruz" dedi. Ilerde butun statlarimizin ustu kapanirsa tum maclar standart olarak 18 derecede oynanir belki. O zaman da acaba ortamdaki nem oranindan sikayet ederler mi diye dusunuyor insan.

Hem kendini ve takimini cok mert, cok delikanli olarak lanse edeceksin kamuoyuna hem de rakibin iyi mucadele ettigi icin onlara tesvik primi almislar diye camur atacaksin. Bulent Uygun'un disinda roportaj veren tum futbolcular da ayni seyleri soylediler. Gaziantep butun sezon boyle oynasa sampiyon olurdu, inanilmaz bir sekilde direncli ciktilar, ligde su ana kadar en iyi oyunlarini oynadilar...vs. Kume düsmesi kesinlesen Oftas evinde Galatasaray'i 2-0 yendigi zaman herkes Galatasaray'in ne kadar kotu oldugunu konusuyor ama ligin orta sirasindaki Gaziantep takimi kendi sahasinda 1-0 maglubiyetten maci 2-1'e getirince kimse bu Sivas nasil bu maci kaybeder diye sorgulamiyor. Hedef tesvik primi almis Gaziantepspor.

Yigidin harman oldugu yerde bundan sonraki puan kaybinda (kalan 5 macta 3 galibiyet 1 beraberlik hedeflenmisti, demek ki en iyi ihtimalle hala 2 puan kaybi olacak) ne gibi bir mazeret uretilecegi merak konusu...

Kalite

Son aylarin en populer geyiklerinden bir tanesi Turkcell Super Lig'in ne kadar kaliteli oldugu. Galatasaray ve Fenerbahce'nin (ikisinin de ayni sezonda) bu kadar kotu oldugu bir sezonda gecen senenin ustune koyarak gelen Sivas; yaptigi yabanci transferlerle sonunda basariyi yakalayan Besiktas ve surekli kendisini arkadan hancerleyen yerel medya baskisina ragmen Trabzon'un sampiyonluk yarisi. Pazar ogleden sonra Sivas kaybedince ümitlenmisti Besiktas taraftarlari ama "derbilerin favorisi olmaz" lafinin bir kere daha dogrulugu kanitlandi. Sans mi dersiniz, Fenerbahce'nin attigi golun 10 cm ofsayt olmasi mi dersiniz, Besiktas'in verilmeyen penaltisi mi dersiniz, Besiktas'li futbolcularin ruhsuzlugu mu dersiniz bilinmez ama kotu denilen Fenerbahce 2009'da hic yenilmeyen Besiktas'i deplasmanda 2-1 yendi. Hem de 2 stoperi ve Alex olmadan. Ote yandan hafta ici Ersun Yanal'i gonderen Trabzon evinde Kayseri'yi rahat gecerken yarisi son haftaya kadar birakmayacagini bir kez daha gosterdi. Galatasaray'in son siradaki Oftas'a kaybetmesi artik Galatasaraylilari bile sasirtmazken Bursa'nin UEFA Ligi inadi kalan 4 haftada guzel maclar seyredecegimizin gostergesi olabilir.
Obur tarafta, artik Oftas'tan sonra Kocaeli'nin dusmesine de kesin gozuyle bakilirken düsecek 3.takimin hangisi olacagi en az sampiyonluk kadar merak konusu. 16.siradaki Istanbul Belediye'den 10.siradaki Ankaragucu'ne kadar tum takimlarin dusme ihtimali var. Kalan haftalarda dusme hattindaki takimlarin birbirleriyle olan maclari yine nefesleri kesecek. Turkcell Super Lig kaliteli mi kalitesiz mi bilinmez ama gecen senelere nazaran cok daha heyecanli oldugu kesin...