21 Mayıs 2010 Cuma

Atsan Atılmaz

Iki senedir Fenerbahçeli olup da Güiza'nın performansından memnun olan bir kişi bile yoktur sanırım. Güiza'nın 2 senede kaçırdıklarının yarısını 10 senede kaçıran Hakan Şükür'e "Şaban" ismini uygun gören Fenerbahçeliler, Güiza'yı nasıl başka takıma satarız diye düşünüyorlardı bütün sezon. Bu kadar kötü performans göstermesine rağmen Semih ve Gökhan Ünal gibi Türkiye'de marka olmuş isimler kesen Güiza son Trabzon maçında bir de gol atmasına rağmen yine kaçırdığı gollerle belki de şampiyonluğun kaçmasındaki büyük sorumlulardan biri oldu.

İki sezon önce, Ispanya gol kralı sıfatıyla 14 milyon euro'ya alındığı için geldiği takıma geri gönderme veya yok pahasına satılması söz konusu bile değildi. Ama sezon başından beri nerdeyse tüm Fenerbahçeliler'in aklında aynı şey vardı ; Güiza, Ispanya ile dünya kupasında iyi işler yaparsa çok zarar edilmeden başka bir takıma satılıabilir.

Lakin geçmişte tazminat meselesi yüzünden Beşiktaş'ın canını cok acıtan Del Bosque bu sefer de Fenerbahçe'nin tüm planlarını bozdu. 23 kişilik kati kadroyu açıklayan Del Bosque'nin hücum oyuncuları tercihi Jesús Navas (Sevilla), Juan Mata (Valencia), Pedro Rodríguez (Barcelona), Fernando Llorente (Athletic Bilbao), Fernando Torres (Liverpool) ve David Villa (Valencia) oldu.

Güiza'lı günler devam ediyor.. Atsan atılmaz, satsan satılmaz...

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Altın Karma

Her sezon sonunda bir altın karma yapmak adettendir. Herkesin kendine göre bir altın, gümüş, bronz karması vardır. Çok kolay değil bütün sezon oynayan 200'den fazla futbolcudan 11 tanesini seçmek. Önce duygusal olmamak lazım, sonra da sezonun genelini düşünmek lazım. Sonuçta yapılan bir sezonun altın karmasıysa son 2-3 maça veya ilk yarının belli bir bölümüne bakmamak gerek. Işte benim 2009-2010 sezonu altın karmam ;

Ivankov
Ali Tandoğan, Lugano, Ömer Erdoğan, Ibrahim Üzülmez
Volkan Şen, Arda Turan, Emre Belözoğlu, Ozan Ipek
Alex, Makukula

Teknik Direktör : Ertuğrul Sağlam

18 Mayıs 2010 Salı

Marsilya

Perdeler kapanırken bir güzel koreografi de Güney Fransa'dan geldi. Marsilya'nın şampiyonluk maçında koreografi için her zaman en uygun statlardan biri olan Velodrome'da muhteşem görüntüler vardı. Kuzey ve güney kale arkası tribünlerine değişik taraftar gruplarının hakim olduğu statta böyle tek tip çalışmalar çok nadir görülür. Bu sefer de şampiyonluğun şerefine birlik olmuşlar gibi gözüküyor.




17 Mayıs 2010 Pazartesi

Şampiyon

Bundan 1 ay önce düzenlediğimiz 5 büyük ligin şampiyonlarını bilme yarışmasını 5'te 5 yapan tek kişi, bahis severlerin yakından tanıdığı isim Burak Özyurt kazanmıştır.

Tarsus Amerikan Lisesi'nde okurken futbolla ilgisi sadece forvet oynamakla sınırlı olan Özyurt, üniversite için geldiği Istanbul'da futbolun "bahis" yönüyle tanıştı. Üniversiteden sonra gittiği Ingiltere'de özellikle Ingiltere 2.ligi (şimdiki adıyla The Football League) üzerinde uzmanlaştıktan sonra döndüğü Istanbul'da bir süre Fanatik gazetesinin iddia ekinde yazılar yazdı. Halen madeni yağ sektöründe başarıdan başarıya koşan Burak Özyurt'u kutluyor ve önünde saygıyla eğiliyoruz.

Yarışmaya katılan diğer futbol severlerin isimleri ve tahminleri aşağıdaki gibidir. Dünya Kupası öncesinde yeni yarışmalarla tekrar aranızda olacağız.


Bu Dünyayı Yakarız...

Beşiktaş maçından önce Türk Telekom tribününde (yönetim desteğiyle) hazırlanan koreografide yazıyordu zaten bu dünyayı yakacakları. Ama herkes sevinçten yanacak diye beklerken bu sefer öfkeden yandı Kadıköy.

Günler öncesinden süslemeye başlanan Bağdat Caddesi, kurulan dev ekranlar, büyük platformlar, hazırlanan yeni pankartlar ve dün sabahtan itibaren sokaklarda formalarıyla gezmeye başlayan Fenerli taraftarlar. Öte yandan herkesin içinde az da olsa aynı şüphe, aynı soru. Bir mucize daha olur mu ?

Fenerbahçe'nin şampiyonluğu tam da "olursa kolay olur, olmazsa olay olur" denecek cinstendi. Ama olmazsa bu kadar büyük olayların çıkacağını kimse tahmin etmiyordu. Denizli faciasının aksine dün akşam Fenerbahçe çok istekliydi ve iyi de oynadı. Henüz 14.dakikada golü bulması da iddiasız Trabzon'un gardının düşmesini sağlayıp maçı koparabilirdi. 7-8 dakika sonra orta saha yuvarlağının orda verilen faule 4 (dört) kişinin itiraz etmeye gitmesi ve Trabzon'un topu oyuna hızlı sokup bir şans golü atması bütün planları bozdu.

Golün yendiği dakika aslında o kadar da kötü değildi Fenerbahçe için. Yenen golü çıkarmak için koca bir 65 dakika vardı. Bu 65 dakikalık süreçte benim saydığım 9 tane net pozisyon yakaladılar. Ikisi direkten kaçtı, kalanları da kaleci Onur çıkardı. Işin enteresan tarafı Trabzon'un gayet kötü, sakin ve ruhsuz oynamasıydı. Buna rağmen aradığı golü bulamadı Fenerbahçe.

Öbür tarafta Bursa'nın Beşiktaş'ı rahat yeneceği zaten beklenen bir sonuçtu. Yedek kulubesindeki 4 tane oyuncunun isimlerini insanların ilk defa duyduğu bir Beşiktaş'ın Bursa'ya 87'de tek gol atması bile mucizeydi. Fink'ten sağ bek, 4 aydır sakat olan Nobre'den forvet yapınca daha fazlası olmuyor.
.
Ne olduysa 92.dakikada oldu. Bir anda Fenerbahçe tribünlerinde dalgalanmalar başladı. Bu tip maçlarda tribünde olanlar iyi bilir. Maç içinde tribünün diğer bölümlerinden gelen her 2 gol haberinden biri yalandır. Ya heyecandan yanlış duymuştur, ya arkadaşına şaka yapmıştır ya da yanlış bilgi gelmiştir.

İşte 92.dakikada Kadıköy'deki binleri dalgalandıran bunlardan hangisiydi onu kestirmek zor. Maçı anlatan Lig Tv spikeri de tribündeki çoşkuyu fark edip "az sonra merkezden diğer maçın skorunu alacağız" gibi şeyler söyleyip topu merkezdekilere attı. Aynı anda benim gibi evinde maçları televizyondan zap yaparak takip edenlerse tam anlamıyla şaşkına döndüler. Bursa maçında pozisyon dahi yokken Fener stadında tribünler sevinmeye başlamıştı. Ve 93.dakikada önümüzdeki yıllarda çok konuşulacak o anons geldi "2-2, 2-2". Orta sahada kazandığı son faulü dahi atmayıp topu Volkan'a kadar gönderdi Fenerbahçe orta sahası. Ve 94'te Yunus Yıldırım bitiş düdüğünü çalarken dünya futbol tarihinin sayılı skandallarından birisi başlıyordu.
'
Sezonun ilk yarısında Kayahan'dan Mor Menekşe'yi çok seven Fenerbahçe taraftarı, sonlara yaklaşırken de yine Kayahan'ın Gönül Sayfam şarkısının melodisiyle söylenen Bu Dünyayı Yakarız Şampiyonluk Gelince şarkısını söylüyordu. Ille de Kayahan olsun deniyorsa, dün akşamdan sonra yine bir Kayahan şarkısı gider Fenerbahçe taraftarına ;

Demek yine bana hüsran
Bana yine hasret var
Bana yine esmer günler düştü
Eyvah !!