10 Ekim 2009 Cumartesi

Insert Coin to Continue



Baharı beklerken ömrümüz kışa döndü... Kadiköy'de berabere kaldığımız Belçika maçında kaybettiğimiz şansımız az önce kağıt üstünde de uçtu gitti. Bosna Hersek deplasmanda Estonya'yı 2-0'la geçerek tarihinde ilk defa Dünya Kupası'na katılmaya bu kadar yaklaştı. 20 dakika sonra Arda ve Emre'den yoksun çıkılacak Belçika maçını artık gazozuna oynar bizim takım.

Fatih Terim ve ekibinin ne zaman istifalarını sunacağı merakla bekleniyor...

8 Ekim 2009 Perşembe

Akşam Pazarı

Tahkim Kurulu pek çok kişinin beklediği kararı vererek Ankaraspor'un küme düşürülme kararını onadı. Küme düşme kararını onarken 6 aylık hak mahrumiyeti cezalarını 3 aya, 3 aylık hak mahrumiyeti cezalarını ise 15 güne düşürme kararı ilginçti. Karara göre Turkcell Süper Lig'de bu sene Ankaraspor'la oynayan ve oynayacak olan takımların tamamı karşılaşmaları 3-0 hükmen kazanacak. Bunu yaparken de her hafta bir takım bay geçecek.

Ayrıca, Ankaragücü'ne gitmeyip Ankaraspor'da kalan tüm futbolculara 15 günlük özel bir transfer süresi verilecek. Italya'da Juventus'un küme düşürülmesi olayındaki gibi, isteyen futbolcular herhangi bir bonservis olmaksızın istedikleri takıma gidebilecekler. 15 günlük özel süre başlayınca kalan bazı futbolcuların da Ankaragücü'ne gideceği konuşuluyor. Ama hem kadroda yeteri kadar Türk oyuncu olduğu için hem de 8 tane yabancı olduğu için pek fazla futbolcu geçebilecek gibi de değil.

Bu yüzden Ankaraspor kadrosunda bulunan kaliteli Türk ve yabancı oyuncuların nerelere gideceğini merakla bekliyoruz. Ilk etapta akla gelen yerli futbolcular Ilhan Parlak, Özgür Çek, Baki Mercimek ve Aydın Karabulut. Yabancılar ise kaleci Senecky, Tita, Neca ve Theo Weeks. Bakalım akşam pazarından kim karlı çıkacak...

6 Ekim 2009 Salı

Yine Ağlattın Bizi

Turkcell Super Lig’in en şovenist hocası olan Bülent Uygun, kendine yakışan bir şekilde istifa etti. Pazar günü oynanan Sivas-Antalya maçından önce maçın sonucu ne olursa olsun maçın ardından istifa edeceğini deklare eden Bülent Uygun, bugun resmi web sitesi olan http://www.bulentuygun.com.tr/ ‘den istifa mektubunu yayımladı. Yunus Emre’den alıntılarla başlayan mektupta yine duygusal hocamınızın şairlik melekelerine şahit olduk ;

...
Yunus Emre ne güzel söylemiş, “Yaradılanı severim, Yaradan’dan ötürü”. Hep yaradılanı sevdim, O’nun yarattığı her şey güzeldi, her şey değerliydi benim için. Bu benim hayat felsefemdi hep... Belki bu kelimeler yetersiz kalacak, belki kifayet etmeyecek duygularıma tercüman olmaya. Ancak sevdiklerimin içinde en değerli olanı bırakacağım artık sizlere. Benden bir parça, benden bir can alacaksınız bugün... Benim için bu kavga hiçbir zaman bitmedi, bitmeyecek. Biliyorum ki, hep Don Kişot’u olduğum bu kavganın yel değirmenleri de tükenmeyecek... Celladına aşık olan bir esirin tutkunluğu ile bağlandım bu camiaya. Birgün muhakkak düşüreceği giyotin bıçağının soğukluğunu, futbolun doğasında olan bu sonu, hep boynumda hissetmeme rağmen, sıcacık ve samimi duygularla bağlandım... Cami yaptırıyoruz derken, nedense bazı gözler bizi dindarlıkla suçladı, ama hiçbirisi “kilisede yaptıracağız” dediğimi görmedi, duymadı... Sivas’ı bir arada tutabilecek ne varsa ben hep orada olmaya çalıştım, yeri geldi Cuma’da namazımı kıldım, yeri geldi Cem evinde Cem’e katıldım. Yeri geldi bir okulun gecesinde gençlerle eğlenmeyi seçtim, yeri geldi, gençleri teröre karşı bilinçlendirme tiyatrosuna futbolcu kardeşlerimle destek verdim...
...

Yazının tamamına burdan ulasabilirsiniz.

Seni çok özleyeceğiz Türbülent Hocam...

5 Ekim 2009 Pazartesi

8.Hafta

Lig gittikçe daha keyifli ve hareketli bir hale geliyor. 8.haftanın sonunda Fenerbahçe Kadıköy'de ligin namağlup takımlarından Gençlerbirliği'ni yenerek 8'de 8 yaptı ve lig tarihinde 8'de 8 yapan ilk takım oldu. 8 maçta 17 gol atan ve sadece 3 gol yiyen Fenerbahçe'de Lugano'nun ne kadar önemli bir transfer oldugunu daha önce bu sayfalarda yazmıstım. Fenerbahçe'nin tarihindeki en iyi yabancı oyuncu olan ve 2004 yılından beri çıktığı 221 maçta 108 gol atan Alex bir kez daha takımını kurtardı. Forvetteki Guiza sıkıntısına rağmen Alex ve Emre ikilisi ile orta sahada çok başarılı olan Fenerbahçe'de yüzler gülüyor.

Galatasaray'ın göstere göstere aldığı mağlubiyet de haftaya damgasını vuran olaylardan bir tanesi. Daha Ankaraspor ve Kasımpaşa'da oynarken dahi Turkcell Super Lig'in en sert ön liberoları olan Hürriyet ve Barbaros'un baskısı karşısında çok nazik kalan Arda-Elano-Baros-Aydın dörtlüsü ile yakaladığı fırsatları da cömertçe harcayan Galatasaray 7 dakikada 3 gol birden yiyerek fena halde dağıldı. Milli maç arasının Galatasaray'a ne kadar yararlı olacağı bilinmez. Maç trafiğinden yorulan tüm önemli oyuncuların (Arda, Elano, Keita, Kewell, Baros) kendi milli takım kamplarına gideceği ve bir ya da iki maç yapacaklarını düşünmek lazım. Yeni sakat vermeksizin eski sakatların takıma dönmesi tek iyi ihtimal gibi düşünüyor.

7 maçın sonunda 2.galibiyetini alan Beşiktaş'ta ise durum daha karışık. İnönü'de oynanan kaotik maçta taraftarla yönetim ve diğer taraftarlar arasında çıkan kavgalar ve protestolar vardı. Hala takım olamayan Beşiktaş takımına bir de taraftar protestosu eklenince yine iyi futbol çıkmaması çok normaldi. Büyük umutlarla gelen Tabata takımının tek golünü atarak kendini kanıtlama yolunda büyük bir adım attı. Milli maç sonrasında yine içerde Kasımpaşa ile oynayacak olan Beşiktaş bir galibiyet daha alarak camiadaki gergin havayı biraz daha dindirebilir.

Deplasmanda Manisa'yı yenerek 16 puanı bulan Bursa ise bu sene ligde iyi işler yapacak gibi gözüküyor. Ertuğrul Sağlam ile birlikte 2.senede istikrarı yakalama ihtimalleri çok fazla. Bursa deplasmanı yeniden korkulacak bir maç olma yolunda ilerliyor. Trabzon bir kez daha kendi evinde berabere kalarak umutları yıktı. Arka arkaya 2-3 galibiyet alıp bir türlü havaya giremiyorlar.

Kayseri'nin deplasmanda Eskişehir'i 1-0 mağlup etmesi de ayrıca enteresan bir sonuçtu. Tolunay Kafkas'ın geçen sene yarattığı savunma takımı bu sene de istim üstünde. 7 maç sonunda 7 gol atıp 5 gol yemeleri de bunu gösteriyor zaten. Diyarbakır'ın cezası nedeniyle Adana'da oynadğı maçta I.B.B'ye yenilmesi de kimseyi şaşırtmadı zira tam bir deplasman takımı olan I.B.B'nin açık alan bulduğu zaman neler yapabileceği aşikar.

Haftanın belki de en ilginç olayı Bülent Uygun'un daha maç başlamadan önce istifa edeceğini deklare etmesiydi. Maçın sonucunu beklemeden istifa edeceğini açıklayan Bülent Uygun, görevdeyken yapamadığını istifa ederek yaptı ve Sivas ligdeki ilk galibiyetini aldi. Bülent Uygun'un yerine Ersun Yanal ismi bu hafta gazetelerde sık sık anılacaktır...

4 Ekim 2009 Pazar

Perşembe'nin Gelişi

6'da 6, 7'de 7, Kadıköy'e kadar puan kaybı olur mu derken sıçraya sıçraya gelen Galatasaray sonunda ilk mağlubiyetini, hem de ağır bir şekilde, 8.haftada Ankara'da aldı. Maça hızlı başlayan Ankaragücü'nün baskısını 10.dakikada kırmayı başaran Rijkaard'ın ekibi, ilk yarının kalan 35 dakikasında rahat bir tempoda, istediği biçimde oynadı. Bu bölümde gol pozisyonları da bulan Galatasaray'da ikinci yarı beklenen değişiklikler 61.dakikada Elano-Kewell ve 69.dakikada Baros-Nonda olarak geldi. Skor ne olursa olsun 2 forvetini aynı anda sahaya sürmeyen Rijkaard bu kez de sisteminden vazgeçmedi. Laubalilik mi, konsantrasyon eksikliği mi yoksa şanssızlıktan mı bilinmez, Nonda'nın 75 ve 84.dakikalarda penaltı noktası civarından kaçırdığı goller maçın kaderini belirledi. 82, 88 ve 89.dakikalarda 2 tanesi defansın içinden geçerek, 1 tanesi de santra sonrasında kaptırılan topla toplam 3 gol yiyen Galatasaray'ın karizması fena halde çizildi.

Kasımpaşa, Eskişehir ve Strum Graz maçlarında bu mağlubiyetin sinyalini vermişti zaten Galatasaray. Ön liberoların bir türlü takımı ileri taşıyamaması, stoperlerin sürekli sakatlanması yüzünden zorunlu rotasyonlar, Arda ve Elano'nun formsuzlukları ve forvetlerin gol kaçırma yarışması.

Milli maç arasında yeni sakat verilmeden kadroya katılacak Gökhan Zan, Emre Aşık, Emre Güngör ve Sabri ile lige yeniden başlaması gerekecek Galatasaray'ın...