19 Aralık 2009 Cumartesi

Yağmurlu Bir Günde...

Çok enteresan bir maçtı. Yağan yağmurun miktarı mı çok fazlaydı yoksa İnönü Stadı'nın direnajı mı çok zayıftı anlayamadık. Özellikle sahanın kanat bölümlerindeki su birikintileri futbol oynamaya hiç izin vermedi. Buna rağmen maçtan önce fazla gol olmaz diye düşünenlere inat tam 5 tane gol oldu. 5 golün 4'ünün son 35 dakikada olmasında ağır sahada yoruldukları için mücadele gücü düşen futbolcuların da payı var aslında.

Yaptığı en iyi iş savunma ağırlıklı kadrolar çıkarıp oyunu kilitlemek olan Mustafa Denizli, 76'da sakatlanan Ferrari'nin yerine kulübedeki Ismail'i değil de Yusuf'u tercih edince kendi sonunu hazırlamış oldu. Öyle bir zeminde (hem de 75 dakika oynandıktan sonra biraz daha ağırlaşmış haldeyken) en büyük becerisi top sürüp adam geçmek olan Yusuf'un oyuna girmesi takım mağlupken dahi tartışılabilecek bir tercihti. Ama takım 2-1 öndeyken ve kulübede Ismail gibi bir savunmacı dururken Yusuf'u alıp son 15'te 2 tane gol yemek tam bir rezalet.

Bunların dışında Beşiktaş'ın hem 1.golünde hem de penaltısında hakemin katkıları, Bursa'da Sercan'ın halı saha maçı yaparcasına kaçırdığı goller, parasının %30'unu Beşiktaş'ın ödediği Zapo'nun galibiyet golünü atması ve Nihat'ın gün geçtikçe düşen performansı maçın diğer ilginç noktalarıydı.

Son olarak, büyük bir günah işleyen Tabata'nın (Mustafa Denizli'nin onu bu kadar ısrarla oynatmamasının başka bir açıklaması yok) sonunun ne olacağını da merakla bekliyoruz...

18 Aralık 2009 Cuma

Kura Günü

Gruplarda son maçların da tamamlanmasıyla bugunkü kuraya girecek 32 takım belli oldu. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin 1.torbadan kuraya gireceği zaten 2 hafta önceden kesinleşmişti. Statü gereği 1.torbadan giren takımlar ilk maçlarını deplasmanda yapacak. İşte torbalar ;

1.Torba : Juventus, Marsilya, Wolfsburg, Roma, Valencia, W.Bremen, S.Donetsk, Galatasaray, Fenerbahçe, Salzburg, Benfica, S.Lizbon, PSV, Anderlecht, Unirea, Hapoel Tel Aviv.

2.Torba : Liverpool, A.Madrid, S.Liege, R.Kazan, Ajax, Hamburg, Lille, Villareal, Everton, A.Bilbao, Fulham, H.Berlin, Panathinaikos, Club Brugge, F.C Kopenhagen, Twente.

2 Alman takımından biri veya 2000 yılında stadını çok sevdiğimiz Kopenhagen çıksa keşke...

17 Aralık 2009 Perşembe

Nefreti Körüklemek

2003-2004 sezonu son haftada yapılan maçlarda Beşiktaş, Rize karşısında kaybetmiş (ki o Beşiktaş aynı sezon ilk yarıyı 8 puan önde bitidiği halde ikinci yarı gösterdiği "muhteşem" performans sayesinde ligi şampiyon Fenerbahçe'nin 14 puan gerisinde bitirmiştir) ve Rize'nin ligde kalmasıyla Bursa ligden düşmüştü. Bu maçı takip eden günlerde Beşiktaş, Bursa'nın resmi düşmanı ilan edilmiş ve bir sonraki sezondaki maçlarda büyük olaylar çıkmıştı. Haliyle yönetimler ve il güvenlik kurulları bu iki takım arasındaki olayları önlemek için aralarındaki maçlara rakip taraftarın alınmama kararları almıştı.

Lakin son 1-2 senede bakıldığı zaman iki takımın taraftarları da çeşitli organizasyonlarda bir araya gelip artık kavganın bittiğini belirten açıklamalar yaptılar. Hatta Bursa'nın başında olan Ertuğrul Sağlam'ın Beşiktaş taraftarlarınca çok sevilmesi de bu kavganın tam olarak bitmesi için cok iyi bir fırsattı. Bursa taraftarı bu hafta İnönü'de oynanacak olan maça alınır, Ertuğrul Sağlam önderliğinde Bursa takımı sahaya çıkıp Beşiktaş tribünlerine çiçek verir hatta iki takım elele sahaya çıkabilirdi.

Ama il güvenlik kurulu toplantısından bütün bu fikirleri taca atan bir karar çıktı. Güvenlik önlemleri bahane edilerek Bursa taraftarının İnönü'ye alınmayacağı açıklandı. Bu karar aynı zamanda ligin son haftasında Bursa'da oynanacak maça Beşiktaş taraftarlarının da alınmayacağı anlamına geliyor haliyle. Yarınki maçta ortamın biraz gerilmesi dahi zaten bu kararla gerginleşen Bursa taraftarının biraz daha rüzgar ekmesine sebep olacak. Fırtınanın biçileceği maç ise ligin son haftasında Bursa'da oynanacak..

15 Aralık 2009 Salı

Barça & THY

İmzalandı, imzalanmadı ; direkt uçtu, aktarmalı uçtu; "Long Live Catalonia" anonsu yapıldı, yapılmadı derken Türk Hava Yolları ismi ve logosu Barcelona'nın resmi web sitesine girdi bile. Yakında Barcelona logolu THY uçaklarını da görmeye başlarız...

14 Aralık 2009 Pazartesi

Kazım Kazım ve Kelepçeleri

Bu denli büyük yaygara koparması çok normal aslında Kazım'ın kelepçeli sex partilerinin. Televole, Gelinim Olur Musun gibi programların tarihin en yüksek rating'lerini aldığı bu ülkede Fenerbahçeli bir (ya da birkaç) futbolcunun sex partisi yapması ve üstüne üstlük kelepçelerin bulunmasının bu denli ses getirmesi kimseye süpriz olmadı.

Birçoklarının aksine ben Kazım'ı bu kelepçeli parti yüzünden yargılamayanlardanım. Yabancı da olsa, futbolcu profili dünyanın her yerinde aynıdır. % 99'u fakir bir aileden gelip, 19-20 yaşından itibaren devlet başkanlarında olmayan bir popülariteye sahip olan, çılgın bir paranın içine düşen futbolculardan hemen kendine bir aile kurup, % 100 profesyonel yaşama geçen futbolcu sayısı çok az. Şu anda dünyanın en iyi 3 futbolcusundan biri olarak gösterilen Christiano Ronaldo'nun yatak maceralarını nerdeyse her hafta başka bir fahişenin ağzından duyuyor tüm Avrupa medyası. 4-5 sene önce dünyanın tartışmasız en iyi futbolcusu olan Brezilyalı Ronaldo'nun travestiler ile olan maceraları dahi yer buldu gazetelerde. Eline biraz para geçtiği zaman "100 dolarlık" hediyelerle kendini ödüllendiren bir neslin üyeleriyiz biz. Bir futbolcunun maç veya idman günleri dışında camiye veya kiliseye gitmesi bizi ne kadar ilgilendirmiyorsa kelepçeli sex partileri de o kadar ilgilendirmemeli.

Son 2 gündür gazetelerde çıkan bahis skandallarıyla Kazım'ın ilişkisi ise cok hassas bir konu. Aynen bugun Fenerbahçe'nin yaptığı açıklamada olduğu gibi, resmi makamlarca kanıtlanmadan Kazım'ın bu işle ilgisi olduğunu iddia etmek son derece yersiz. Zaten gerçekten böyle bir şey varsa Aziz Yıldırım'ın Kazım'ı Fenerbahçe'de daha fazla barındırması mümkün değil.