4 Mart 2010 Perşembe

Forma

Dün geceki gereksiz milli maçtan geriye kalan tek güzel şey yeni formalar oldu. Sonunda o siyah beyaz karelerdeki, nostaljik formalara kavuştuk...

3 Mart 2010 Çarşamba

Kime Inanmalı ?


Nihat Özdemir'in I.B.B maçı sonrası yaptığı açıklamaya bir kısım taraftar grupları da katıldı ve ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride özetle Fırat Aydunus'un bir Fenerbahçe düşmanı olduğu, ilk devrede oynanan Beşiktaş maçında Gökhan Gönül'ün düşürülmesine penaltı çalamadığı gibi I.B.B maçında da bariz golü vermediği, Alex'i haksız yere oyundan attığı ve Guiza'nın düşürüldüğü pozisyonda I.B.B'li oyuncuya kırmızı kart veremediği yazıyor. Bunlara dayanarak Fırat Aydunus düdüğünü asana kadar eylemleri devam edecekmiş.

Türkiye'deki futbol izleyicileri de artık bilinçlendi. Eskiden olsa hemen gaza gelip sokağa dökülürdü taraftarlar. Fırat Aydunus'un I.B.B-Fenerbahçe maçında yaptığı hatalar incelendiğinde henüz ikinci yarının başında Christian'ı kırmızı kartla atamadığı görülüyor. Zira ilk yarıda Deniz'in golünü iptal eden yan hakem, Fırat Aydunus değil. Guiza'nın pozisyonunda kırmızı kartı es geçtikten sonra Alex'e verdiği kırmızı kart da yerinde bence.

Ilk yarıdaki Fenerbahçe-Galatasaray maçı geliyor hep aklıma. Ofsayt pozisyonunda bayrağını kaldırmayan ve 1.golün olmasını sağlayan yan hakem ve Alex'in kendini bırakmasına penaltı diyen Bünyamin Gezer. Galatasaray taraftarı o maçtan sonra hakeme saldırmak yerine takımın nasıl o kadar kötü oynadığını sorgulamıştı. Zira atılan gol dışında tek bir pozisyon dahi yoktu.

Aslında Fenerbahçe taraftarının çoğunluğunun bu bildirideki gibi düşünmediği açık. Antu.com'da (tam da bu bildiri haberinin yanında) yapılan ankete bu sabah itibariyle 7.015 kişi katılmış. 7.015 kişinin sadece 724'ü takımdaki kötü gidişin sebebini hakemler olarak görmüş. Kalan 6.291 kişiye göreyse sorumlu Daum, yönetim ve futbolcular. Kime inanmalı bilemedik...
(Bildirinin tam metni için tıklayın)

1 Mart 2010 Pazartesi

Sağ Ayakla Yapıp Sol Ayakla Yıkmak


Bir Forvetin Yaptıkları

Galatasaray için çok dertli geçen Şubat ayı sonunda Kasımpaşa maçı ile sona erdi. Bu sureçte elden giden Ziraat ve Uefa Kupaları oldu. 3'ü de darbeye bağlı sakatlanan forvetlerin yokluğunda Arda ve Keita'nın çırpınışlarına maç eksiği olan ve geldiği ilk günden itibaren kurtarıcı gözüyle bakılan Dos Santos'un kendini kanıtlama çabalarına şahit olduk.

Dün gece, her zaman "ya çok atarız, ya çok gol yeriz" mantığı ile oynayan Kasımpaşa karşısında forvette Jo'nun oynamasıyla kendini bulan Arda, Keita ve Dos Santos'un ayrı ayrı yıldızlaşmasını gördük. Gerek tribünde, gerekse televizyon başındaki binlerce kişi A.Madrid maçında bir tane forvet olsaydı ne güzel olurdu diye düşünüyordu.

Önümüzdeki 1-2 hafta içinde Baros ve Kewell'in de dönmesiyle daha keyifli maçları olacak Galatasaray'ın. Artık konsantre olacak ve takımı yoracak Ziraat ve Uefa Ligi maçları olmaması ise en büyük avantaj.

28 Şubat 2010 Pazar

Kapak

Bir basketbol maçında son 10 saniyeye 15 sayı önde girip son anda mola almak, rakip hocaya yapılabilecek en büyük hakaretlerden biridir. Ya da 3-0 önde götürdüğünüz karşılaşmada son dakikada dahi kulübeden çıkıp futbolcularınıza pres yapın demek. Koltugu sallanan Mancini Santa Cruz - Bridge değişikliğini yaparken bir taşla iki kuş vurdu. 77.dakikada, durum 3-1 iken hem bir savunma oyuncusu çıkarıp hücum oyuncusu alarak "1-2-3 gol yetmez, 4-5-6 olsun" dedi, hem de Bridge'i oyundan çıkarıp John Terry'ye selam gönderdi.