Son ana kadar Star Tv'nin maçı vermeyeceğinden şüpheleniyordum. Ne de olsa bir önceki gece Barcelona-Arsenal maçı yerine Papatyam'ın yeni bölümünü vermişlerdi. Dün gece de kaçıranlar için tekrarını veya eski bölümlerden oluşan bir kolaj yayınlayabilirlerdi. Ama ne olduysa oldu, gerçekten de maçı verdiler. Buna da şükür.
Takımını rezil edenler ve vezir edenler köşesi vardı eskiden bizim gazetelerde. Salı günleri yapılan "Haftanın Panoraması" adlı sayfada o hafta hangi futbolcu takımını yaktıysa ona rezillik tacı giydirilirdi. Dün akşam da bu tacı takma hakkını 20 yaşındaki Rafael kazandı. 2 tane yersiz sarı kart görerek takımını maçın bitmesine 40 dakika kala 10 kişi bıraktı. Zaten öyle bir ilk yarıdan ve atılan 3 golden sonra Olic'in attığı garip gol yüzünden içeri biraz buruk girmişti Manchester United. Rafael sayesinde ikinci yarı başında daha oyunu sakinleştiremeden 10 kişi kaldılar.
2-1'in rövanşında 3-2'lik mağlubiyet dahi yetecekti Bayern'e. Ribery, Robben ve Gomez gibi yıldızlarınız olduğu zaman er ya da geç o gereken golü buluyorsunuz zaten. Nani'nin attığı depardan sonra bayılacak kadar yorulması da Manchester'in ikinci yarıda ne kadar yorulduğunun ayrı bir göstergesiydi.
Bir kez daha "bu oynanan futbolsa, bizim takımların oynadığı nedir" sorularını kendimize sorduğumuz bir gece oldu. Yarı finallerde artık dua edeceğiz, Barcelona-Inter maçı Papatyam dizisi ile çakışmasın diye. Yoksa yine Messi'yi beklerken Metin Akpınar'ın çalımlarını izlemek zorunda kalırız.