8 Nisan 2010 Perşembe

Rafael

Son ana kadar Star Tv'nin maçı vermeyeceğinden şüpheleniyordum. Ne de olsa bir önceki gece Barcelona-Arsenal maçı yerine Papatyam'ın yeni bölümünü vermişlerdi. Dün gece de kaçıranlar için tekrarını veya eski bölümlerden oluşan bir kolaj yayınlayabilirlerdi. Ama ne olduysa oldu, gerçekten de maçı verdiler. Buna da şükür.

Takımını rezil edenler ve vezir edenler köşesi vardı eskiden bizim gazetelerde. Salı günleri yapılan "Haftanın Panoraması" adlı sayfada o hafta hangi futbolcu takımını yaktıysa ona rezillik tacı giydirilirdi. Dün akşam da bu tacı takma hakkını 20 yaşındaki Rafael kazandı. 2 tane yersiz sarı kart görerek takımını maçın bitmesine 40 dakika kala 10 kişi bıraktı. Zaten öyle bir ilk yarıdan ve atılan 3 golden sonra Olic'in attığı garip gol yüzünden içeri biraz buruk girmişti Manchester United. Rafael sayesinde ikinci yarı başında daha oyunu sakinleştiremeden 10 kişi kaldılar.

2-1'in rövanşında 3-2'lik mağlubiyet dahi yetecekti Bayern'e. Ribery, Robben ve Gomez gibi yıldızlarınız olduğu zaman er ya da geç o gereken golü buluyorsunuz zaten. Nani'nin attığı depardan sonra bayılacak kadar yorulması da Manchester'in ikinci yarıda ne kadar yorulduğunun ayrı bir göstergesiydi.

Bir kez daha "bu oynanan futbolsa, bizim takımların oynadığı nedir" sorularını kendimize sorduğumuz bir gece oldu. Yarı finallerde artık dua edeceğiz, Barcelona-Inter maçı Papatyam dizisi ile çakışmasın diye. Yoksa yine Messi'yi beklerken Metin Akpınar'ın çalımlarını izlemek zorunda kalırız.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Taraftar Şikesi

Bursaspor ve Ankaragücü arasındaki "kardeş takım" kavramı 2003 yılından beri vardı ama bugün Bursa'nın şampiyonluk yürüyüşü sayesinde Bursa maçları her hafta canlı yayınlandığı için 6.dakikalardaki Ankaragücü tezahüratlarıyla öğrendi birçok kişi. Beşiktaş'ın Rize'ye yattığı hafta Ankaragücü de rakibini yenince Ankaragücü kümede kalmış, Bursaspor küme düşmüştü. Bu maçtan sonra Bursaspor, Ankaragücü'nü kan kardeş, Beşiktaş'ı kan düşmanı ilan etmişti.

Anadolu takımları arasında zaten kardeş takım çok sık karşılaşılan bir kavram. Gidilen bir deplasmanda gösterilen misafirperverlik veya ezeli rakibi yenip perişan etmek kardeş takım olmanın muhtemel sebeplerinden. Mersin Idman Yurdu ve Karabükspor, Adana Demir Spor ve Konyaspor hemen akla gelen kardeş takımlar. Dakikalar kardeş takımın plaka numarasını gösterdiği zaman yapılan tezahurat veya maç boyu boyunlara takılan kardeş takım atkısı da en sık görülen destek biçimi.

Taraftar arasındaki bu kardeşliğin yeşil sahaya yansımasına ise çok şahit olunmuyor. Takımlar ve futbolcular genelde kümede kalma veya ekmek parası peşinde olduğu için (yüklü bir miktarda teşvik primi almadılarsa) çıkıp normal oyunlarını oynuyorlar. Her seneden farklı olarak bu sene Bursa'nın şampiyonluk yarışında yer alması, Ankaragücü ve Bursa kardeşliğini biraz daha gözler önüne serdi. Ankaragücü'nün hem Ali Sami Yen deplasmanında, hem de bu hafta Ankara'da Beşiktaş karşısında maç boyu Bursa lehine tezahurat yapması da birçok kişinin ilgisini çekti.

Sadece ilgi çekmekle kalmayıp kötü oyunların ve kaybolan puanların da bahanesi oldu. Ankaragücü'nün galibiyeti kaçırdığı maçın ardından hem Mustafa Denizli hem de Beşiktaşlı yöneticiler Ankaragücü'nün ekstra bir motivasyonla oynadığını, bunun adının da taraftar şikesi olduğunu söylediler. Herhalde onlara göre doğru olan Ankaragücü'nün mücadele etmeyip maçı Beşiktaş'a hediye etmesiydi. Hakemler, teşvik primi, hatır şikesi gibi kavramlardan sonra sonunda bir de taraftar şikesi çıktı arkasına sığınılacak. Daha neler göreceğiz acaba...

4 Nisan 2010 Pazar

Eski Köy Eski Adet

Rijkaard'ın gelişiyle bu sezon Istanbul'daki hiçbir maçtan önce kampa girmeyen Galatasaray'da beklenen kamp 28.haftada geldi. Haftalardır süren kötü oyun, Ali Sami Yen'deki muhteşem (!) Fenerbahçe maçıyla taçlanınca birileri Rijkaard'ın dikkatini çekti büyük ihtimalle.

Bu hafta yapılan nerdeyse tüm idmanları basına ve taraftara kapatan yönetim bu sezonun ilk kamp uygulamasını dün akşam hayata geçirdi. Bütün takımı Florya'da kampa soktular ve bugun tam 24 kişilik bir kadroyla Sivas'a geçtiler. Kadroda cezalı Baros ve Caner'den, sakat Arda'ya kadar bu maçta oynamayacak futbolcular da bulunuyor. Bu sezon nerdeyse bütün deplasmanlarda perişanları oynayan Galatasaray, Sivas'ta güzel bir oyun çıkarırsa bunu kampa bağlarız artık...