21 Ağustos 2009 Cuma

G.H.B

Doğum Günün Kutlu Olsun,
Mutlu Ol Senelerce...

Dörtte İki


Dörtte kaç olacak diye merak edenler, cevaplarını ikinci maçlara kalmadan aldılar. Her ne kadar futbol 90 dakikaysa da, hiçbir maç oynanmadan kazanılmazsa da bu saatten sonra ne Galatasaray ne de Fenerbahçe turu bırakır; ne de Trabzon veya Sivas turu geçebilir. Galatasaray yine alışılmış temposu ile bol gollü bir galibiyet alırken, Fenerbahçe de yine alışıldığı üzere gol yemeden galip gelmesini bildi. Galatasaray'da Keita her geçen gün biraz daha "ipi çözülmüş tay" edasıyla sağ kanadı kendine koridor yaparken Fenerbahçe'de Daum 3 gün önce imza atan Lugano'ya sarıldı. Galatasaray'ın rakibi Talinn durum 3-0'ken bile 10 kişi işe savunma yapmaya devam etmesine rağmen 5 gol yemekten kurtulamadı. Bakalım bol gollü maçlar serisi bu Pazar Kayseri maçı ile de devam edecek mi ?

Öte yandan Trabzon ve Sivas kendi sahalarında 3'er gol yiyerek daha play-off turunda havlu attılar. Sivas'tan zaten çok parlak bir performans beklenmiyordu ama Trabzon maçın başında kaçırdığı gollerden birini atıp öne geçebilse sonuç çok farklı olabilirdi. Iki takım da bu noktadan sonra lige sarılıp taraftarlarına kendilerini affettirmeye çalışacaklardır ama özellikle Trabzon seyircisinin başarısız sonuçlara pek fazla tahammülü olduğunu söylemek zor. Sivas'ta ise Bülent Uygun'un bu sene de "türbülent, amiral" gibi yeni oyun sistemleri ve formasyonları geliştirmesi gerekecek. Aksi takdirde yakın bir gelecekte kendisini içinden çıkılamaz bir türbülansta bulabilir...

20 Ağustos 2009 Perşembe

Dörtte Kaç ?

Uzun yıllardan sonra ilk defa aynı akşamda 4 Türk takımının maçı var. Ön elemelerin sona ermesiyle UEFA Avrupa Ligi bu akşam gerçek anlamda başlıyor. Bugünkü play-off maçlarından sonra gruplara kalanlar belli olacak ve bu gruplara kalanlar en az 6 maç daha yapacak. Kaç takımımızın play-off'u geçip gruplara kalacağı çok önemli. Öyle ki, bu sezon Turkcell Süper Lig'in gidişatından tutun da seneye Avrupa Kupalarına kaç takım (ön elemeli mi ön elemesiz mi) göndereceğimizi belirleyecek. 4 takımın 4'ü de gruplara kalırsa bu sezon Turkcell Super Lig'i çok yogun bir program bekleyecek. Genelde UEFA Ligi maçları Perşembe akşamları oynandığı için çoğu kez Pazartesi maçlarına tanık olacağız.

Akşamki maçlara kağıt üzerinde baktığımız zaman Galatasaray ve Fenerbahçe'nin birer adım önde olduğunu görüyoruz. Galatasaray'ın rakibinin tek avantajı kendi liginde 19 maç yapmış olması. Bunun dışında herhangi bir artısı olduğunu söylemek zor. Fenerbahçe ise daima Avrupa Kupaları'nda ortalama bir takım olan Sion ile ilk maçı deplasmanda oynamanın verdiği rahatlıkla başlıyor seriye.

Trabzon ve Sivas ikilisine baktığımız zamansa işlerinin kolay olduğunu söylemek zor. Trabzon özellikle kendi seyircisi önünde gol bulmakta geciktiği maçlarda büyük stres yaşıyor. Eğer erken bir gol bulamazlarsa Toulouse ikinci maç için büyük avantaj sağlayabilir. Geçen seneden bu yana çok şey kaybeden Sivas'ın son şampiyon S.Donetsk karşısında fazla şansı olduğunu söylemek zor. Lucescu deplasmanda oynayacagı ilk maçı kilitleyip evine avantajlı bir skorla dönmek isteyecektir. Bu seneki ilk iki maçında sıradan bir Anadolu takımından farklı bir görüntü çizemeyen Sivas'ın işi çok zor.

İşte bu akşamki program ;

* Galatasaray - L.Talinn
21:45 - Ali Sami Yen
Futbol Smart

* F.C Sion - Fenerbahçe
21:00 - Cenevre
Euro Futbol

* Trabzon - Toulouse
19:45 - Avni Aker
Futbol Smart

* Sivas - S.Donetsk
21:00 - 4 Eylül
Show TV

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Rambo Okan vs Jimmy Jump

Barcelona'nın Jimmy Jump'ı varsa Fenerbahçe'nin de Rambo Okan'ı var...




18 Ağustos 2009 Salı

2.Hafta

Ligde 2.hafta da geride kaldı. Bu sene çokça göreceğimiz Pazartesi maçında Beşiktaş ligdeki ilk galibiyetini alarak 4 puana ulaştı. Ilk 2 hafta sonunda 2'de 2 yapan Galatasaray ve Fenerbahçe'nin ligi domine edeceğini söyleniyor. UEFA Ligi ve Fortis Kupası'nın da başlaması ile birlikte maç sayısı arttıkça takımların zorlanmaları da başlayacaktır. Şu an için gözüken, Galatasaray'ın bu ligin çok üstüne bir seviyede futbol oynadığı. Bugune kadar yapılan 6 resmi maç ve 6 maçta atılan 20 gol. Herkes takımın ne kadar çok çalıştığını, Rijkaard ve ekibinin takım üzerindeki pozitif etkisini, Keita'nın henüz tam performansla oynamadığını ve daha kenarda Elano gibi bir ismin oturduğunu anlatıyor birbirine. Perşembe günü Talinn'i, Pazar günü de Kayseri'yi yendiği takdirde daha 3.haftadan şampiyon ilan edilecek nerdeyse Galatasaray. Bu kadar şişirmenin ve övgünün takıma olumlu mu yoksa olumsuz mu yansıyacağını ilerde göreceğiz.

Galatasaray gibi ligde 2'de 2 yapan Fenerbahçe içinse aynı şekilde umutlu konuşmak zor. Sivas maçında Alex'in de çıkmasıyla ilk yarı bocalayan Fenerbahçe, ikinci yarı hem Sivas'ın anlamsız bir şekilde kendi ceza sahasına kadar kapanması hem de şansının yardımıyla golleri buldu. Ligde 2 maçta da gol yemeyen tek takım olmasını sağlam defansına mı yoksa rakip forvetlerin yetersizliğine mi vermek lazım bilinmez. Galatasaray'dan farklı olarak Fenerbahçe'de yedek kulübesinin bariz bir zayıflığı var. Bir önceki gün Galatasaray 6 oyuncusunu birden değiştirirken, Sivas maçında Fenerbahçe yedek kulübesinde oyunu değiştirecek sadece Deivid ve Semih vardı. Maç sayısı arttıkça, cezalar başladıkça bunun zararını görecektir Fenerbahçe.

Beşiktaş da aynı şekilde yedek kulubesi sorunu yaşamaya aday. Dünkü maçta da yine tipik Holosko kartını oynayan Denizli, 5 dakikada atılan 2 golle 3 puanı kaptı. Ligin başladığı, Şampiyonlar Ligi'nin ise başlamak üzere olduğu günlerde hala transferi bitiremeyen Beşiktaş, bir de Bobo'nun gitme ihtimali ile çalkalanıyor. Bobo da giderse Holosko 11'e girecek, bu sefer yedekte kimse kalmayacak. Yok eğer Bobo'yu gönderip yerine aynı ayarda (aynı maliyette) birini alacaklarsa Bobo'yu niye gönderecekler bunu anlamak zor.

Sivas ve Trabzon'un hali pek iç acıcı değil. Özellikle Sivas geçen seneden çok uzakta. Bu kadar kötü oyunun müsebbibi Mehmet Yıldız'ın yokluğu olmamalı. Geçen sezon Bülent Uygun'un en büyük numarası olan ilk 60 dakika oyunu kilitleyip sonra Balili'yi rakip defansın arkasına atma alışkanlığı bu sene yok. Onun yerine Kocaeli'den aldıkları Agbetu var ama o da Fenerbahçe maçında tribünde oturuyordu. Trabzon ise yine bu sene istikrarsızlıktan çekecek gibi gözüküyor. Ilk hafta deplasmanda Sivas'ı yenip 2.hafta içerde Diyarbakır'a kaybetmeyi başka türlü açıklamak zor.

Bunların dışında etkili hücum hattıyla Eskişehir ve oturmuş kadrosuyla Bursa yine güzel futbol oynadı. Kasımpaşa ve Manisa'nın çıktıkları gibi düşeceklerini yazmak için çok mu erken bilinmez ama ilk 2 haftadaki görüntü bu şekilde...

17 Ağustos 2009 Pazartesi

En İyi Transfer

Ne Dos Santos, ne Christian ne de Mehmet Topuz. Fenerbahçe en iyi transferini Lugano ile yaptı. Rakip forvetleri canından bezdiren, geçen sene bir ara Guiza'dan bile fazla gol atan, takımın hırçın çocuğu Lugano. Kadroda olması rakip takımı mental olarak rahatsız ediyor. Tek problemi olan sarı ve kırmızı kartlar için Fenerbahçe yönetimi bu sene önlemini almış. Anlaştıkları paranın yarısı garanti, yarısı maç başına. Göreceği kartların faturasını maç başına alacaklarından düşecekler. Geç oldu, güç oldu ama Fenerbahçe en iyi transferini yaptı. Bundan sonrasını Lugano, Bilica, R.Carlos, Dos Santos, Christian, Deivid, Alex, Guiza ve iyileştiği takdirde Edu arasından seçim yapmak zorunda olan Daum düşünsün...

Kadro Genişliği


Ligin henüz 2.haftasında bir önceki maç kadrosundan 6 oyuncuyu değiştirdi Rijkaard. Geri dörtlüyü olduğu gibi kenara (hatta tribüne) alıp, ilerde Aydin-Kewell ve Ayhan-Barış değişiklikleri yaptı. Ilk yarıda Arda'nın da biraz sakin,durgun veya yorgun görünmesiyle birlikte rakibi çok yıpratamadı Galatasaray. Artık alışılan duran top tehlikeleri ve bir iki yan top dışında fazla bir tehlike yaratamadı. Rakip Denizli ise 1,5 kere atak yapıp 1 gol buldu. Emre Güngör kendini bir anda 11'de bulduğu bu maçta Angelov'a o kafayı vurdurarak Rijkaard'i biraz daha düsünmeye sevk etti mi bilinmez.

Ilk yarının sonunda olan penaltı mı ikinci yarıdaki Galatasaray'ı yarattı yoksa her halükarda ikinci yarı öyle bir Galatasaray mı görecektik onu kestirmek zor. Netanya ve Antep maçlarının aksine ıssıran, koşan, yoran bir Keita vardı sağ kanatta. İlerki günlerde rakiplerin sol beklerini zor günlerin beklediğini müjdeliyordu ikinci yarıdaki performansıyla. İkinci yarı biraz daha silkinen ve yine boş geçmeyen kaptan, iki penaltıyı da gole çeviren Kewell ve gol atamasa da rakip defansı cok yıpratan Baros.

Bugüne kadar yaptığı 4'ü UEFA 2'si TSL maçı olmak üzere toplam 6 maçta 20 gol atan Galatasaray'dan gün geçtikçe beklentiler büyüyor. Bu beklentilerin farkında olan bu senenin en büyük transferi Rijkaard da bu beklentiler ışığında kadrosundaki herkesi her an oynamaya hazır tutmak istiyor. Daha 2.haftada böyle bir rotasyon yaparak kadrodaki tüm futbolcuları hem fiziksel hem de ruhsal olarak hazır bekletiyor...