Özellikle Galatasaraylı olmayan kesim tarafından yıllardır alınmak isteniyordu Terim'in kellesi. Açıklanan her aday kadro, kadroya alınmayan her futbolcu, kaybedilen her puan Terim hakkında yeni bir polemik malzemesi yapıldı. Hakan Şükür'ü kadroya almadığı için Galatasaray medyası tarafından kellesi alınan Ersun Yanal'a karşı Terim'in kellesini almak istedi rakip medya ama olmadı. Belki de oldu, sonuçta Terim istifa etti. Ama zaten Afrika'ya gidememenin faturasını üstlenip istifa etmesi bekleniyordu Terim'in. Sonuçta kolay oldu, olay olmadı.
Futbol dünyasını biraz bilen, rakamlardan biraz anlayan herkes bilir ki bugünün futbol piyasasında üst düzey takımları çalıştıran hocalar yıllık 100-200.000 Euro'ya çalışmazlar. Konu üst düzey milli takımlar için de aynıdır. Türkiye Milli Takımı bugun Afrika'ya gitme şansını kaybetse bile Avrupa futbolunda söz sahibi ve kuvvetli bir takımdır. Bir önceki Avrupa Şampiyonası'nda alınan başarı ve yarı finalde 20 eksikle Almanya'ya son dakikada kaybetmek bunun göstergesidir. Böyle bir turnuvadan sonra Dünya Kupası'na gidememek elbette ki başarısızlıktır ama bu Türkiye'nin kötü bir takım olduğunu göstermez. Birçok parametre vardır hesaba katılması gereken. Teknik kadro elbette önemlidir ama bunun yanında futbolcuların performansları, ligin kalitesi, rakiplerin durumu, futbol federasyonunun tutumu ve hatta evinizdeki maçlarda oynadığınız stadın zemini. Ama bizde her durumda bir tane sorumlu arandığı ve işin başındaki isim Terim olduğu için bu sefer giden (ya da gitmek zorunda kalan) onun kellesi oldu. Galatasaray'ın, Fenerbahçe'nin ve Beşiktaş'ın teknik direktörlerinin aldıkları paralar tartışılmazken; özerk bütçesi tüm bu takımların toplamından dahi büyük olan Türkiye Futbol Federasyonu'nun parasını ödediği Terim'in maaşı T.B.M.M görüşmelerine kadar gitti. Terim'in yerine gelecek hocanın maaşının Terim'inkinden ne kadar farklı olacağını göreceğiz. Hele hele tanınmış bir yabancı hoca gelmesi durumunda Terim'in maaşını mumla arayabiliriz.
Bütün bunlar olurken Terim'in hiç mi suçu yok peki ? Göreve geldiği 2005 yılından beri Milli Takım'ın başında 44 maça çıkmış Terim. Bu maçlarda 22 galibiyet, 16 beraberlik ve 10 mağlubiyet almış. Efsanevi geri dönüşlerin olduğu 2008 Avrupa Şampiyonası ve Bosna'nın çıkıp bizim çıkamadığımız Dünya Kupası Grup Elemeleri. Terim'in sahadaki başarısı (veya başarısızlığı) dışında bir de günlük hayattaki mizacı da kellesinin gitmesindeki etkenlerden bir tanesi. İstifasını açıklarken dahi söylediği "hesap vermek gibi bir şey kesinlikle söz konusu değil. sadece bir izahat olabilir" cümlesi aslında bir çok seyi gösteriyor.
Sonuç olarak elemeler bitti (gazozuna yapılacak Ermenistan maçı) ve Terim gidiyor. Oyuna ve takımına yaptığı kişisel katkılar, taktiksel katkılardan çok fazla olan Terim'in bundan sonraki dönemde bir kulüp takımı çalıştırması daha mantıklı gözüküyor. Yılda 10-11 maç yerine hafta 1-2 maç yapacak bir takımın başında olması Terim'i eski günlerine geri götürecektir.