17 Mayıs 2010 Pazartesi

Bu Dünyayı Yakarız...

Beşiktaş maçından önce Türk Telekom tribününde (yönetim desteğiyle) hazırlanan koreografide yazıyordu zaten bu dünyayı yakacakları. Ama herkes sevinçten yanacak diye beklerken bu sefer öfkeden yandı Kadıköy.

Günler öncesinden süslemeye başlanan Bağdat Caddesi, kurulan dev ekranlar, büyük platformlar, hazırlanan yeni pankartlar ve dün sabahtan itibaren sokaklarda formalarıyla gezmeye başlayan Fenerli taraftarlar. Öte yandan herkesin içinde az da olsa aynı şüphe, aynı soru. Bir mucize daha olur mu ?

Fenerbahçe'nin şampiyonluğu tam da "olursa kolay olur, olmazsa olay olur" denecek cinstendi. Ama olmazsa bu kadar büyük olayların çıkacağını kimse tahmin etmiyordu. Denizli faciasının aksine dün akşam Fenerbahçe çok istekliydi ve iyi de oynadı. Henüz 14.dakikada golü bulması da iddiasız Trabzon'un gardının düşmesini sağlayıp maçı koparabilirdi. 7-8 dakika sonra orta saha yuvarlağının orda verilen faule 4 (dört) kişinin itiraz etmeye gitmesi ve Trabzon'un topu oyuna hızlı sokup bir şans golü atması bütün planları bozdu.

Golün yendiği dakika aslında o kadar da kötü değildi Fenerbahçe için. Yenen golü çıkarmak için koca bir 65 dakika vardı. Bu 65 dakikalık süreçte benim saydığım 9 tane net pozisyon yakaladılar. Ikisi direkten kaçtı, kalanları da kaleci Onur çıkardı. Işin enteresan tarafı Trabzon'un gayet kötü, sakin ve ruhsuz oynamasıydı. Buna rağmen aradığı golü bulamadı Fenerbahçe.

Öbür tarafta Bursa'nın Beşiktaş'ı rahat yeneceği zaten beklenen bir sonuçtu. Yedek kulubesindeki 4 tane oyuncunun isimlerini insanların ilk defa duyduğu bir Beşiktaş'ın Bursa'ya 87'de tek gol atması bile mucizeydi. Fink'ten sağ bek, 4 aydır sakat olan Nobre'den forvet yapınca daha fazlası olmuyor.
.
Ne olduysa 92.dakikada oldu. Bir anda Fenerbahçe tribünlerinde dalgalanmalar başladı. Bu tip maçlarda tribünde olanlar iyi bilir. Maç içinde tribünün diğer bölümlerinden gelen her 2 gol haberinden biri yalandır. Ya heyecandan yanlış duymuştur, ya arkadaşına şaka yapmıştır ya da yanlış bilgi gelmiştir.

İşte 92.dakikada Kadıköy'deki binleri dalgalandıran bunlardan hangisiydi onu kestirmek zor. Maçı anlatan Lig Tv spikeri de tribündeki çoşkuyu fark edip "az sonra merkezden diğer maçın skorunu alacağız" gibi şeyler söyleyip topu merkezdekilere attı. Aynı anda benim gibi evinde maçları televizyondan zap yaparak takip edenlerse tam anlamıyla şaşkına döndüler. Bursa maçında pozisyon dahi yokken Fener stadında tribünler sevinmeye başlamıştı. Ve 93.dakikada önümüzdeki yıllarda çok konuşulacak o anons geldi "2-2, 2-2". Orta sahada kazandığı son faulü dahi atmayıp topu Volkan'a kadar gönderdi Fenerbahçe orta sahası. Ve 94'te Yunus Yıldırım bitiş düdüğünü çalarken dünya futbol tarihinin sayılı skandallarından birisi başlıyordu.
'
Sezonun ilk yarısında Kayahan'dan Mor Menekşe'yi çok seven Fenerbahçe taraftarı, sonlara yaklaşırken de yine Kayahan'ın Gönül Sayfam şarkısının melodisiyle söylenen Bu Dünyayı Yakarız Şampiyonluk Gelince şarkısını söylüyordu. Ille de Kayahan olsun deniyorsa, dün akşamdan sonra yine bir Kayahan şarkısı gider Fenerbahçe taraftarına ;

Demek yine bana hüsran
Bana yine hasret var
Bana yine esmer günler düştü
Eyvah !!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder