21 Aralık 2009 Pazartesi

İlk Yarının Ardından #1

Fenerbahçe : Kesinlikle sadece ilk yarıyı lider bitirdiği için değil, böyle bir fikstüre rağmen ilk yarıyı lider bitirdiği için ilk yarının en başarılı takımı. 8'de 8 yaparak tarihi bir başlangıç yapan Fenerbahçe'de zaman zaman kilit oyuncuların yokluğu, özellikle deplasmanlarda büyük sıkıntı yarattı. Defansta Lugano, orta sahada Emre ve hücumda Alex'in olmadığı maçlarda çok zorlanan takım büyük çoğunlukla puan kayıplarını bu oyuncuların olmadığı maçlarda yaşadı. İçerdeki Galatasaray galibiyeti kağıt üzerinde 3 puan kazandırmış gibi gözükse de cezalı oyuncular ve seyircisiz Kasımpaşa maçı hep Galatasaray maçının hediyeleriydi. Ligin aksine mağlubiyetle başladığı UEFA Ligi'ni arka arkaya 5 galibiyet ile 15 puanla kapatan Fenerbahçe şu an itibariyle hedeflerini tutturan nadir takımlardan bir tanesi.

Galatasaray : Diğer tüm takımların aksine sezona çok erken başlayan takımda ilk yarının ortasında gözle görülür bir form düşüklüğü yaşandı. 16 Temmuz'daki ilk resmi maçla beraber tam 30 maç yaptı Galatasaray. Lige 6'da 6 ile başlayıp ilk yarıdaki lig maçlarında Eskişehir, Manisa ve I.B.B gibi içerde beklenmedik puanlar kaybetti. Kadıköy'deki maçta 3 puanın yanında Baros'u da kaybedince atılan gol sayısında bariz bir azalma yaşandı. Takımın performansıyla doğru orantılı olarak lige çok formda giren Arda'nın lk yarının ortasında durgunluk dönemine girmesi de puan kayıplarının gelmesinde etkili oldu. Fenerbahçe gibi UEFA Ligi'ndeki grubunu da lider tamamlayarak ikinci yarıyı beklemeye başladı.

Bursaspor : 17 maçta aldığı 11 galibiyetle ilk yarıyı 3.sırada bitiren Bursa, istikrarın meyvesini yiyor. Ertuğrul Sağlam yönetiminde takım içinde birçok şeyi oturtan ekibe taraftarın da etkisi çok fazla. Tam bir futbol şehri olan Bursa'da deplasman takımlarına kabuslar yaşattılar. İçerde kayettikleri Fenerbahçe maçı dışında beklenmedik bir puan kayıpları olmadı. Son olarak muhteşem bir mücadele sonunda Beşiktaş'ı İnönü'de devirdiler ve ligi 3.sırada tamamlamayı başardılar.

Kayserispor : Geçen seneki katı defansından genç Eren Güngör'ü çağın popüler sakatlığı ön çapraz bağ kopmasına kurban vermesine rağmen 17 maçta 13 gol yiyerek ligin Beşiktaş'tan sonra en az gol yiyen takımı oldu. Galatasaray ve Beşiktaş'ta dahi olmayan kalitede bir stadı büyük maçlar dışında dolduramayan Kayseri halkının hayal kırıklığı yarattığı ilk yarıda; içerde oynadıkları son maçı kaybederek ilk yarı liderliğini ellerinin tersiyle ittiler. Halbuki daha 2 hafta önce kaliteli bir mücadele sonucunda Bursa'yı 3-0 mağlup ederken son haftaki gerginliğin %10'u dahi yoktu üstlerinde. Mart ayına kadar içerdeki maçlarını ağır şartlarda oynayacak olmaları önemli bir dezavantaj.

Beşiktaş : Çok kötü başladığı ilk yarının 6.haftasında çıkışa geçmeye başladı ama yine başladığı gibi bitirdi Beşiktaş. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın aksine kısıtlı bir kadroları vardı fakat sakatlık kabusu bir türlü rahat bırakmadı. Delgado ile başlayan furya Holosko ile devam edip kalecilerle son buldu. Son olarak Bursa maçında 3.kaleci Korcan'ın kaleye geçmesi Beşiktaş'ın sakatlıklardan ne denli muzdarip olduğunun göstergesidir. Bunun yanında koca bir ilk yarıda ligde sadece 1 gol atan Nobre, formsuzluğu zirve yapan Nihat ve Denizli'den veto yiyen Tabata'nın tarihlerinin en kötü dönemlerini yaşaması da Beşiktaş'ın durumuna tuz biber ekti. Şampiyonlar Ligi'nden de elenen takımda ikinci yarı sadece lige ve Ziraat Kupası'na konsantre olmak rakiplere göre avantaj sayılabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder